Üç fuar koca bir sektörü doyurabilirmi
Enerji maliyetleri yükseldikçe imalat girdileri de artıyor. Bağımlı son ekonomilerde bu durum imalata iki kat tüketiciye misliyle yansıyor . Tüketici endeksleri bir anda fırlıyor. Burada nominal bir değer yok, komşuda yüz sende 150, olabiliyor. Süt çiftçide 4 lira markette 24 tl Marketler pazarın en ince kılcal damarlarına kadar inmişler köylü ona satamazsa 100 kg sütü ertesi gün heba olur. Mobilya fiyatları tavan yaptı. Geçen yıl 20.000 tl olan bir yatak odası 60-70 bin lira gerçek değeri bu mudur. Yapılmış bir araştırma yoksa da işletme maliyetleri her işletmenin ölçeğine göre değişiklik gösterse de piyasa kendi yarattığı dile göre yol alıyor. Resmi Tuik rakkamlarına göre %87 bağımsız araştırma kuruluşlarına göre % 180 enflasyonun olduğu bir ekonomide pazarı belirleyebilecek tek bir dinamikten söz etmek de zor. iç ekonomimizde bütün bunları yaşarken ticaret fuarlarında ortaya çıkan iş hacimleri alımlar ve yeni iş bağlantıları piyasa algoritmalarını neredeyse ters yüz ediyor. Ünlü bir ekonomistin deyimiyle söylersek gerçekten de ekonomi siyasetten ayrı bir rota izliyor. Bir başka düşünce de ‘yatırım böyle zamanlarda yapılır der. Bu ülkede son yılların en karlı yatırımı inşaat emlak ve arsa yatırımı olmaya devam ediyor. Bu yıl tavan yapan konut ve arsa fiyatlarından sonra yükselen inşaat malzemeleri fiyatları da buna eklenince 2023 yılında konut fiyatlarının nerelere varacağını düşünmek bile istemiyorum. Mobilya sektörü bir yandan Kdv’deki %8 vergi indiriminin devamını isterken mobilyanın üretiminin daha büyük bir kısmını oluşturan mobilya yan sanayi aksesuar, ahşap ve malzeme üreticileri de bu vergi diliminin kendi üretim malzemelerine neden yansımadığını, mobilyanın esas bileşenlerini kendileri ürettiği halde neden %18 kdv indiriminden faydalanamadıklarını sorguluyorlar. Bu konu yıllardır mobilya derneklerinde ve ilgili meslek kuruluşlarında tartışılmasına rağmen henüz bir noktaya gelememiş. Federasyonun bu konuya el atarak başta Maksder üreticilerini olmak üzere malzeme üreticileri ve ahşap, plaka üreticilerini de gündeme taşıması gerekiyor.
Üretici sermaye finansmanını bu dolaylı ve direk vergilerle eritiyor. Asgari ücret arttığı zaman aynı anda devlete ödenecek sağlık sigorta vergi dilimleri de artıyor. İşletme % 18 kdv artı % 25 gelir stopajlarla % 40’ın üzerinde bir finansmanı devlete nakit ödeyim derken işletme sürdürülebilirliği için de maliyet ötesi rakkamlarla satış yapmak zorunda kalıyor. Aynı şey yayın sektöründe de yaşanıyor, önceki ay % 120 bir matba zamıyla şoke olmuşken yeni bir matbaa arayışı içinde sohbet ettiğim matbaacı aylık elektrik girdilerinin 200-250 bin TL olduğunu söyledi. Bu ay da ithalatımız ihracatımızı geçti . Ağır adımlarla seçim ekonomisine doğru yol alıyoruz. Koca bir yılın yükünü son iki aya yükledik, her şeye rağmen yeni yılın ülkemize ve ekonomik hayatımıza olumluluklar getirmesini diliyorum.