Türkiye, değişimi gerçekleştirecek güce sahip
10 yıl, 20 yıl gerek ekonomik gerekse de reel anlamda insan ömrü ve toplum nezdinde uzun bir süredir. İnsan ömrünün dörtte birini oluşturur. Bu süre bir jenerasyonun oluşumuna tekabül eder. Kurulduğumuz 1992 yılı Türkiye’si, ekonomisi ve uluslararası konjonktürel yapısı çok eleştirilen 12 Eylül askeri vesayetinin derin etkilerini yaşayan, yoğun insan hakları ve demokrasi tartışmalarının olduğu bir ülkeydi. Bugün bunlar tam olarak çözülmemiş olsa da ekonomik anlamda önemli ilerlemeler yaşandı.
Yaklaşık 20 yıllık bu süre içerisinde Türkiye kabuk değiştirerek bir imalat ve yatırım ülkesi konumuna geldi. Gerek ara ürün gerekse de sanayi üretiminin yoğunlaşması beraberinde bir dış pazar da yarattı. Türkiye, sanayi üretiminde tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına erişti. 2010'lara gelindiğinde dünya çapında yaşanan küresel krizin aksine ekonomik büyüme kaydedebilen altı ülkeden biri olup dünyanın en büyük 15 ekonomisinin arasına girdi Türkiye. Bölgenin yeni Çin'i olarak adlandırılan Türkiye, önümüzdeki süreçte 80 yılın birikmiş iç problemlerini, yapısal ve demokratik sorunlarını çözmesi halinde, üçüncü dünya kategorisinden çıkabilir. Ancak sanayinin büyük kentlerde yoğunlaşmasının körüklediği bölgesel eşitsizlikler, yoksulluğun ortadan kalkmasına yönelik somut yatırım politikalarının, kalkınma planlarının olmaması, ülkenin önemli eksiklikleri olarak hala duruyor.
Aslında Türkiye bunları çözebilecek güçlü dinamiklere sahip. Ancak ülkenin kalkınma, eğitim, sağlık, yoksulluk gibi sorunlarının çözümü yerine, sadece bizi değil, tüm bölgeyi içine alan şiddetin batağından kurtulmamız lazım. Ortadoğu'nun elli yıldır içinde debelendiği, elini uzatanın yandığı sorunlara saplanan Türkiye'nin tam da bu noktada ekseninin kaydığı, devletin küçüldüğü, bireyin özgürlüklerinin ve yaşam standartlarının yükseldiği bir ülke olması çok da ütopik bir beklenti değil.
Bu ay, EKİN Yayın Grubu'nun lokomotif yayını olan MOBİLYA DEKORASYON Dergisi'nin 100. sayısını çıkartıyoruz. 100 sayımızda, yayın grubumuz Uluslararası Ağaçişleme ve Mobilya Yan Sanayi Dergileri Birliği FSM'in başkanlığına seçildi. Ekim ayındaki kuruluş kongresi İstanbul'da gerçekleşirken, biz de kurucu başkanlığa getirildik. Türkiye, Almanya, İtalya, Belçika, Brezilya, Arjantin, Yunanistan, Bulgaristan, Ukrayna, Meksika, Avusturalya, Kolombiya, ili gibi ülkelerin ahşap sektöründeki en saygın yayınlarının oluşturduğu birlik, kuruluş deklerasyonu ile birlikte birçok ülkeden yapılan yeni başvurular ile daha da güçlendi.
2000 yılında Türkiye Sektörel Yayıncılar Derneği (SEYAD), 2006'da Uluslararası Mobilya Yayıncıları Birliği (IAFP) ve 2010 yılında da FSM kurucu üyeliği ile ülkemizi başarılı bir biçimde temsil eden EKİN Yayın Grubu, aynı zamanda sektörel yapılanmalara da destek veriyor. Türkiyenin mobilya imalat sanayisinde büyüyen bir trendi temsil eden aksesuar üreticilerinin tek bir çatı altında birleşmesine vesile olan Mobilya Aksesuar Sanayicileri Derneği MAKSDER'in de kurucu üyesi olan ve Kurucu Genel Sekreterliği’ni de yaparak sektörün örgütlenmesi için çaba harcamıştır. Temsil ettiğimiz sektör, ülke genelinde önemli bir istihdam yaratan, emek yoğun bir sanayidir. Bu haliyle de ülkenin kalkınmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Yakın gelecekte sorunlarını çözmüş, toplumuyla barışık bir ülke olmak hepimizin umudu. Türkiye bunu yapacak güce ve dinamiklere sahiptir. Yeter ki yapısal reformların ve demokratik açılımların önünü tıkamayalım. 2011'de tüm bunların gerçekleştirmeye kararlı, daha güçlü bir Türkiye dileği ile. Saygılarımla...
Nesip UZUN.