Ticaret Müşaviri Karakaya : Türkiye’nin Litvanya ile olan karşılıklı dış ticaret hacmi artırılmalı
Belarus, Polonya ve eski adıyla Königsberg yeni adıyla ise Rusya’nın Kaliningrad Bölgesi ile komşu olan Litvanya, 2004 yılında hem Nato’ya, hem de AB’ye üye olurken, 2007 yılında Schengen’e, 2015 yılında ise Euro Bölgesi’ne 19 ülke olarak kabul edildi. Türkiye’nin gerek Litvanya’nın bağımsızlığını en önce tanıyan ülkelerden birisi olması gerekse bu ülkenin NATO üyeliğini güçlü ve açık bir biçimde desteklemesi, Litvanya’da Türkiye’ye büyük sempatiyle bakılmasına yol açmış. Konuya ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Karakaya şunları söyledi :
“Bir zamanlar Avrupa’nın en büyük ülkesi olan Litvanya bugün belki küçük bir ülke ama Türkiye ve Ukrayna için önemi büyük. Ukrayna’nın, Batı ailesi içerisinde en önemli destekçilerinden biri olan, adeta sözcülüğünü yapan Litvanya, Türkiye’nin AB üyeliğini ise güçlü bir biçimde destekliyor. Litvan uzmanların, yeni Ukrayna’nın kuruluş sürecinde önemli bir rol oynadığını hatta bir önceki kabinenin reformist ekonomi bakanı Abrovamiçus’un Litvan kökenli olduğunu da burada yeri gelmişken teslim etmek gerek. Litvanya Ukrayna dış ticaret hacmi oldukça küçük ama buna karşılık Türkiye’nin bu ülkeyle dış ticaret hacmi 2015 yılında 550 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Bu ülkeye ağırlıklı olarak otomobil, makine ve tekstil satarken bu ülkeden ise ağaç ürünleri, buğday ve demir-çelik ürünleri satın alıyoruz. Her ne kadar dış ticaret hacmimiz artan bir trend izlese de 65 milyar dolarlık dış ticaret hacmi olan Litvanya’nın dış ticaretinde aldığımız pay %1 bile değil. 2015 yılında 34 milyar dolarlık ithalat yapan Litvanya’ya yalnızca 245 milyon dolarlık ihracat yapmak bize yakışmıyor.
Litvanya ne yazık ki diğer Baltık ülkeleri gibi iş dünyamızın gündemine yeterince girmemiş bir ülke. İnsan inanmakta zorluk çekiyor ama bu ülkelerde yurtdışı devlet teşviklerinden yararlanan firma sayımız yalnızca bir. Halbuki üç Baltık ülkesini topladığımızda 6.2 milyonluk bir nüfus ve 91 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük yapıyor, düşünün ki bugün itibarıyla Ukrayna’nın GSMH’si yalnızca 88 milyar dolar ve bu üç Baltık ülkesinin gerisinde kalıyor. 40 milyondan fazla nüfusu olan Ukrayna’nın toplam ithalatı ise nüfusu yalnıza 2 milyon 900 bin kişi olan Litvanya’ya neredeyse eşit. AB ve Rusya’nın ekonomik olarak zor yıllar geçirmesi dış ticaretinin neredeyse %90’ını AB ve BDT ülkeleriyle yapan Litvanya başta olmak üzere bu ülkelerde ekonomik büyümeyi yavaşlattı. Bu ise pazar giriş eşik değerlerini düşürürken, pazara giriş için firmalarımıza tarihi bir fırsat sunuyor.
Türkiye ve Litvanya arasındaki ticaret hacmi yalnızca 550 milyon dolar ancak iki ülke arasındaki ticaret potansiyeli yalnızca ikili ticaretle sınırlı değil. Özellikle Kuzey ülkelerini, Baltık cumhuriyetleri, Belarus ve Ukrayna üzerinden Türkiye ve Ortadoğu’ya bağlaması düşünülen Viking projesi, Litvanya’nın Klaipedia Limanı’nı çok önemli bir transit noktasında olarak konumlandıracaktır. Avrupa Pazarları’na çıkmaya çalışan İran da; mallarını İran’a, Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine satmaya çalışan Doğu ve Kuzey Avrupa ülkeleri için de bu ulaşım koridoru çok önemli. Aynı şekilde Ukrayna’nın 13 Karadeniz Limanının özelleştirilmesinin önündeki anayasal engellerin kaldırılması, Türkiye’nin Karadeniz liman kapasitelerinin artırılması ve buralara gelen raylı sistemlerin geliştirilmesi bölgedeki doğrudan ve transit ticarette çok ama çok büyük fırsatlar oluşturacak. Ukrayna’ya Rusya üzerinden uygulanan transit ambargosunun devamı ise bu koridora akan yük miktarına katkıda bulunacaktır. Kuzeyimizde yeni bir yapı oluşuyor, başta Litvanya olmak üzere Baltık ülkelerinin önemi bu süreçte nüfuslarının da yüzölçümlerinin de çok ötesinde artıyor. İş dünyamızla bu yeni düzende oyun kurucu ülkelerden biri olmalıyız ve elbette olacağız. “