Pandeminin getirdikleri ve götürdükleri,
17-09-2020
Dünya ve ülke gündemimizin bir numaralı sorunu olan Pandemi ve onun yarattığı problemler Mart 2020 tarihinden buyana ana konumuz oldu. Her gün COVİT-19 ile kalkıyor, onunla yatıyoruz, Güncel verilere göre dünya genelinde Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı Eylül 2020 başında 817 bini geçerken Corona virüsü bulaşan insanların sayısı da 24 milyona yaklaştı. Yaz döneminde gevşetilen önlemler sonucu, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada Eylül 2020 itibarıyla gerek vaka sayısı gerekse de ölü sayısı artmış durumdadır.
Aşı ile ilgili spekülasyonlar bir tarafa, Pandemi’nin 2021 ortasına kadar süreceği konusundaki bilimsel öngörüler haklılık kazanıyor. Yaşadığımız bu çok yönlü travmanın geride bıraktığı ağır ekonomik ve psikolojik problemler aşağıdan yukarıya herkesi etkilemiş durumdadır.
Firmaların üretim ve karlılık ile dahası sürdürülebilir işletme kaygıları sürerken, çalışanın da iş güvenliği ve geçim derdi bu günün ana problemidir. Dünya konjonktüründe söz sahibi olan güçler, küçüğünden büyüğüne hemen tüm karar vericiler, yüzyılın bu büyük salgınına karşı sorumsuzluğa devam ediyor. Neredeyse salgın kendi haline bırakılmış durumdadır. Bu durum ülke ekonomisinden yaşamın bizzat kendisine kadar oldukça ciddi bir durum yaratmıştır. Tatil dönüşü hiç de hoşumuza gitmeyecek rakkamlar duyarsak pek şaşırmamak gerekiyor. Pozitif hastaların ve onların temasta bulunduğu insanların zorunlu karantinaya alınarak ülke genelinde 20 günlük bir sokağa çıkma yasağıyla mutlak çözüme gidebilme imkanı varken nutuklarla sadece hafta sonu uygulamaları gibi palyatif uygulamalarla sorun çözülmeye çalışılıyor. Ne yazık ki bu durum sadece Türkiye’de gerçekleşmiyor, Brezilya, Meksika gibi ülkelerde bizzat devlet başkanlarının eliyle Pandemi ciddiye alınmadığından dolayı, bu uygulamaların şaşırtıcı düzeyde küçümseme sonucu bugün için örnek Brezilya, 4,5 milyon vaka ve 135.000 ölümle salgının en hızlı geliştiği ülkeler listesine girmiştir. Pandeminin ilk ortaya çıktığı ve yayıldığı ülke olan 1.5 milyar nüfuslu Çin’de toplam vaka sayısı 85 bin de kalırken toplam ölü sayısı 4,634 te durmuştur. Aynı Çin’de 9 ay sonra 7-10 Eylül 2020 tarihinde Ciff fuarı yapılmış ve fuarı 100.000 kişi ziyaret etmiştir. Bu başarı Çin’in totaliter söylemiyle ifade edilemez, keza bulaşın ve ölü sayısının yüzbinleri geçtiği bu ülkelerde demokrasi olduğu da bir o kadar tartışma konusudur. Yaz sonunda hepimizi bekleyen bu ciddi sorunlara karşı sevdiklerimizi ve ailemizi korumak için ülke genelinde tüm kurumlarımızın kalıcı çözümlerle, Pandemi’nin üstesinden gelmesi hepimizin beklentisidir. Bu konuda alınabilecek kararlı adımları toplum olarak desteklemek ve üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek de bizlerin sorumluluğumuzdadır.
Yaz dönemi boyunca turizmin açılması seyahatlerin serbest hale gelmesiyle birlikte hemen tüm sektörlerde başlayıp Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ile Eylül ayında da sürecek olan önemli bir talep patlaması pek çok sektör gibi mobilya sektöründe de gerçekleşmiştir. Bu talebin %80’i iç pazar ağırlıklı, % 15-20 oranında da ihracata yönelik bir pazar oluşmuştur. Dolar ve eurodaki yükseliş TL’nin değer kaybı, girdi maliyetlerinin de hemen tümünde büyük fiyat artışlarına neden olmuştur. Bu durum son tüketiciye de yansımış ve ülkede,mobilya fiyatlarından konut ve otomotiv fiyatlarına kadar olağan üstü fiyat artışları gerçekleşmiştir.
Saygılarımla
Nesip Uzun-nesipuzun@mobilyadergisi.com.tr