Türk mobilya imalatçılarının gerek modern teknolojilerin, gerekse bu toprakları besleyen tarihsel değerlerin sentezlendiği formlar oluşturmaları gerektiğini belirten Güleç, bunu yaparken de tasarımcılarımızın klişelere düşmeden bir çalışma prensibi oluşturmaları gerektiğini söyledi. Güleç sözlerine şöyle devam etti :

“Şayet Türk mobilyası ihracatta 2023 hedefleri olan 10 milyar dolarlık ve kg başına 7 dolarlık hedeflerine ulaşmak istiyorlarsa, bunun yolu tasarım ve katma değerli ürünler üretmekten, özgünlükten ve kaliteden geçiyor. Ancak bu şekilde kişi başına düşen mobilya harcamasının en yüksek olduğu ABD, Kanada ve AB ülkeleri gibi pazarlarda var olabiliriz.

Küresel mobilya pazarlarındaki gelişmeler üzerinden Türkiye’ye bakacak olursak, 2015 yılında Çin, Almanya, İtalya, Polonya, Vietnam, Abd, Meksika, Kanada, İngiltere, Fransa, Malezya gibi ülkelerin en çok ihracat yapanlar arasında girdi, Türkiye ise 12. sırada yer aldığı. Söz konusu dönemde mobilya sektörümüz 2.3 milyar doları gördü. Yine 204 noktaya ihracat yaptık. Halen ihracatçı 10 bin firmamız var. Sektörde 1 milyon doların üzerinde ihracat yapan firma sayısı 570’i buldu.

Ayrıca 2014’te kg başına 3,56 doları bulan mobilyanın değeri 2015 yılında 3,69 dolara yükseldi. Libya, Irak ve Rusya pazarlarındaki düşüşleri Suudi Arabistan ve Birleşik Ürap Emirlikleri pazarlarındaki yükselişlerle telafi ettik. Sektörün sürekli ilgi duyduğu pazarlar arasında Cezayir, Körfez ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve ambargodan sonra kaylda değer bir fırsatlar yaratabilecek olan İran var. Ancak mobilya sektörünün daha ileriye gidebilmesi için rakiplerimizin ihracat yaptığı pazarlar olan ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Almanya gibi ülkelerde daha etkin olmamız gerekiyor.

Öte yandan küresel mobilya üretiminin %55’i başta Çin olmak üzere Asya-Pasifik ülkelerinde yapılıyor. 2015’de 134 milyar doları bulan uluslararası mobilya ticaretinin 2016 yılında %2 büyüme ile 137 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

En çok mobilya ithalatı yapan pazarlar arasında Abd, Almanya, İngiltere Fransa ve Kanada bulunuyor. Bu ülkeler mobilyalarını Çin, Polonya, Vietnam, İtalya ve Almanya gibi ülkelerden alıyor. Türkiye ise mobilyalarını daha çok yakın coğrafyaya satıyor.

Yine rakiplerimiz olan Polonya, Romanya, Vietnam, Meksika ve Malzeya gibi ülkeler ürettiklerinin %80’inden fazlasını dış pazarlara satıyorlar. Türkiye’de ise bu oran %35 civarında. Dolayısıyla üretim ve ihracatı yukarıya çektiğimiz gibi, üretim/ihracat oranını da mutlaka belli bir dengeye getirmeliyiz.

Bu noktada da KDV oranının ve SGK primlerinin yüksekliği gibi sorunların çözümü ile birlikte navlun desteği verilmesi de stratejik bir önem arz ediyor. Sektör ise daha inovatif, tasarım ve Ar-Ge odaklı bir yapıya geçmek zorunda. Bu nedenle çoğunluğu KOBİ olan şirketlerin satınalma, birleşme gibi yollarla büyümeleri ve kurumsallaşmaları, ihtisas OSB’lerine taşınması ve pazarlama alanında etkinliğin yükseltilmesi öncelik arz eden hususlar arasında yer alıyor.