Marka Değeri Platformu, mevzuat değişikliği için çağrıda bulunarak markalaşmanın şirketler için önemini anlattı
Türkiye’de şirketlerin marka değeri, toplamda 100 milyar doları aşıyor. Ancak böylesine büyük bir değer, henüz ekonomiye kazandırılmış değil. Dünyadaki birçok uygulamanın aksine, Türkiye’de marka değeri, bilançoda gösterilmiyor, kredide teminat olarak kabul edilmiyor. Markalaşmanın önemini vurgulamak ve marka değerinin yasal değer olarak kabul edilmesi için mevzuat değişikliği sağlamak amacıyla oluşturan ’Marka Değeri, Türkiye’nin Değeri’ platformu, ekonominin tüm bileşenlerine çağrıda bulundu.
Platform Başkanı ve ANADER Anadolu Reklamcılar Derneği Başkanı Muhittin Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Türkiye ikinci bir kurtuluş savaşı yaşamaktadır’ sözlerine atıfta bulunarak, ’’Her biri Türkiye ekonomisine can veren tüm şirketlerimiz için de gün, geride durma günü değil; dünyayla rekabet edebilecek şekilde yapılanma, atılım yapma ve bir vizyon belirleme günüdür. Bu vizyonun anahtar kelimesi ise markalaşmadır. Yerli ve milli üretimin katma değeri yüksek, rekabet edebilir hale gelmesinin yegane yolu da markalaşmaktır’’ dedi.
Marka değeri, Türkiye’nin değeri
Fason olmak-taşeron olmak istemiyorsak, ürünlerimizin katma değeri yüksek olsun istiyorsak, müşteri sadakati bekliyorsak, şirketlerimizin piyasa değerini en yüksek noktaya çekmek istiyorsak markalaşmak zorundayız. Marka değerlerine yatırım yapmak zorundayız diyen Muhittin Özdemir, markalaşmanın en önemli kriterlerinden biri olan reklam harcamalarının dünya ortalamasının çok altında olduğunu söyledi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde reklam harcamaları gayri safi yurtiçi hasılanın binde yetmişi iken, bu oran Türkiye’de binde otuz düzeyinde olduğunu belirtti.
Mevzuat değişmeli
Marka olmaya özen göstereceğimiz gibi, marka olana da özen göstermeliyiz. Markalarımız bizin gözbebeğimizdir. Onlar sadece sahiplerinin değil, Türkiye’nin ortak değerleridir diyen Özdemir, marka değerine kredi temininde değer verilmediğinin bunun ise ekonomiyi çok büyük bir kaynaktan mahrum bıraktığını söyledi. Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Bugün dünyanın pek çok ülkesinde marka değeri, önemli bir teminat olarak kabul görürken; bir çok şirket sadece marka değerleriyle başka hiçbir teminat ya da kefalet aranmaksızın kredi alabilirken, maalesef Türkiye’de böyle bir şey mümkün değil. Marka değeri şirket bilançolarında gösterilememektedir. Bankaların son dönem teminat talepleri, şirketlerin tüm alacak senet-çek ve haklarını, mevcuttaki taşınmazlarını ve araç makine parkını, şirket ortaklarının şahsi mal varlıklarını tamamen bağlayıcı talepler olup, şirketlerin en önemli değeri olan markaları dikkate alınmamaktadır.’’
En sağlam teminat markanın kendisidir
Dünyada pek çok ülkede marka rehni mümkündür. Şirketlerin en büyük değerleri ve vazgeçilmezleri sadece üretim tesisleri değil, markalarıdır. Kreditörler için de marka rehni alınması, sağlam bir teminattır.
Ekonomiye yüzlerce milyar liralık kaynak
Uluslararası bağımsız marka ve değerleme şirketi Brand Finance’ın 2016 haziran ayı raporuna göre; Türkiye’nin en değerli ilk 10 markasının (Türk Hava Yolları, Türk Telekom, Arçelik, Akbank, Garanti Bankası, Turkcell, Türkiye İş bankası, Anadolu Efes, Yap Kredi Bankası, ve Halkbank) marka değeri toplamı 15.7 milyar dolar. İsmini burada sayamayacağımız kadar yüzlerce ve daha gerisinde binlerce markayı listelediğimizde, toplam marka değeri 100 milyar doların üstünde.