Maksat Bayram Alimov: “Şu an Türkmenistan pazarında satılan malların %80’i Türkiye’den gelmekte”
13-01-2012
EKİN Yayın Grubu olarak dergilerimizi dağıttığımız Aşghabat Türk İhraç Ürünleri Fuarında, Türkmenistan’da sektörel danışmanlık yapan Maksat Bayram Alimov’dan genel olarak Türmenistan ekonomisi, dünya ile olan entegrasyonu, ticaret ve bankacılık sistemi ve tabii ülkedeki konut ve mobilya pazarı hakkında bilgi aldık.
Türkmenistan'daki mobilya sektörü ve yatırımlar hakkında bilgi verebilir misiniz Yeterli bir sanayi altyapısı var mı bu ülkede Türkmenistan, küçük bir ülke ve yeni bir pazar. Burası 6 milyon civarında bir ülke ve 1 milyonu Aşkabat'da yaşıyor. 1992'den beri çeşitli ülkelerden yatırımcılar gelmeye başladı. Ancak son dönemde, son 5 yıl içerisinde Türkmen işadamları da yatırım yapmaya başladı. Cumhurbaşkanımız bu konuda her türlü imkanı sağlayıp teşvik ediyor. Mobilya fabrikalarına çeşitli yatırımlar yapılıyor ve bankalardan kredi alınabiliyor. Zaten uluslararası bankacılık sistemi de yeni yeni gelişmeye başladı. Geçen seneye kadar eski sistem geçerliydi ama şimdi uluslararası sisteme geçerek dünyaya entegrasyon başladı. Yatırımlar daha çok inşaat sektörü ağırlıklı herhalde..
Evet, Soyveyler Birliği'nden kalan binalar zaman aşımına uğrayınca, yeni binalara gereksinim duyuldu. Yeni yollar, yerleşim merkezleri yapıldı. Yeni binalar daha lüks ve elit kesime yönelik olarak yapılıyor. Artık halka daha geniş imkanlar sağlanıyor. Bunda da Türkiye'nin rolü büyük. Esasında inşaat sektörü daha çok Türk müteahhitlerin girişimiyle 1994'den itibaren gelişmeye başladı.
Şu aralar son zamanlarda ihalelerin Türk firmalarından Fransızlara dönmeye başladığı duyuyoruz. Bu doğru mu Yönetimin Türkiye politikasında bir değişim var mı
Genel olarak son dönemde daha çok devlet ihaleleri 3 büyük firma tarafından paylaşılıyor. Fransızlar kalite açısından son dönemde daha ön plana çıkmakta ve en üst seviyede işler yapmaya başladılar. Bu nedenle de daha güvenilir bir hale geldiler ve büyük projeleri daha çok onlar almaya başladı. Ama Türk firmalarının da devam eden birçok projesi var ve faaliyetlerine kesintisiz devam ediyorlar.
Türkmenistan'da Türk mallarına olan ilgi nasıl
Şu an Türkmenistan pazarında satılan malların %80'i Türkiye'den gelmekte. Bunun içerisinde her sektör var, tekstil var, inşaat var... Özellikle inşaat malzemeleri ve daha çok da mobilyaların hemen hemen hepsi Türkiye'den geliyor. Türkmenistan'da gelişkin bir imalat sanayi olmadığı için, örneğin inşaat sektöründe mutfak, kapı, yer döşemeleri, parke ve inşaat malzemeleri gibi malzemeler zaten yurtdışından ve çoğu da Türkiye'den geliyor. Bunun en önemli sebebi de Türk mallarının Avrupa mallarıyla kıyaslandığında tercih ediliyor olması. Türk malı Avrupa standartlarında, aynı kalitede ama daha ucuz olduğundan tercih ediyorlar. Fransızlar dahi kendi projelerinde Türk malı malzemeler kullanıyorlar.
Mobilya sektöründe durum nasıl
Burada gelişkin bir sanayi yok. Yine cumhurbaşkanının teşviki ile oluyor yatırımlar. Bu sektörde bir büyük imalatçı firma var, Aybörek mobilya.. Bunlar genelde panel mobilya yapıyor. Okul masaları, hastane ve devlet işletmelerinin ihtiyaçları karşılanıyor. Ama tabii bu durum tüm talebin karşılanmasına yetmediğinden, genellikle yabancı mobilyalar var. Birçok firma çeşitli markalarda hazır mobilya satıyor. Türk firmalarının da burada pek çok mağazaları var, Bedev'de, Çölpazarı'nda bu mobilyaları sergiliyorlar. Doğtaş, İstikbal, Çilek, hepsi var.
Yabancılar için burada yatırım imkanı var mı
Yabancı şirketler yerli bir ortakla faaliyete geçebileceği gibi, doğrudan kendisi de gelebilir. Örneğin Abhazya serbest bölgesi var hem burada hem diğer bölgelerde yatırımcılar Türkmenistan'ın imkanlarını geniş bir biçimde kullanabiliyorlar. Son dönemde Rusların da yatırımları başladı.
Bu coğrafyanın insanları, köken olarak Türk olmasına karşın 80 yıllık bir rejim ile sağlanan güçlü ekonomik ve kültürel bağları birebir yaşadılar. Bu çerçevede, çok fazla değişimler, dönüşümler geçiren, paradokslar yaşayan bu ülkede bir Türkmen olarak, kendinizi Rus kültürüne mi yoksa Türk kültürüne mi daha yakın hissediyorsunuz
Doğrusunu söylemek gerekirse elbette Türkmenler kendilerini Türklere daha yakın hissediyor. Uzun bir Sovyet dönemi yaşandı burada ve halk hala bunun etkilerini yaşıyor ama artık devir değişti. Bir örnek vermek istiyorum. Ülkenin Sovyet zamanını birebir yaşayanlar, sonraki kapitalist dönemle karşılaştırınca, "eski dönem"in daha iyi olduğunu söylüyorlar. Evet, o dönemlerde belirli bir garanti gelir vardı, eğitim ve sağlık için fazla birşey yapmaya gerek yoktu. Bu nedenle de Sovyet döneminde Türkmenler, "Nasılsa bize bakılıyor" düşüncesiyle çalışarak değil de daha çok yatarak para kazanıyorlardı. Biraz tembelleşmişlerdi. Eski beyinler bugün de var ama o dönemin rahatını, ayrıcalıklarını aradıkları içindir bu. Tamam eskiden eğitim, sağlık dahil birçok şeyin garantisi vardı ama genç kuşak şimdi artık en iyisini istiyor.
Yurtdışına çıkıyor, dünyayı görüyor ve herşeyi talep etmeye başlıyor, batılılar gibi yaşamak istiyor. Şimdi Türkiye'ye gidip, Avrupa'ya gidip öğrenim görüyor ve ülkeye dönüp çalışıyorlar. İşadamları dünyaya açılıyor ve öğrendiklerini ülkeye taşıyor ve heryere yayıyorlar.
Ülkenin geleceğini nasıl görüyorsunuz
Türkmenistan'ın doğal kaynakları var, Petrol, doğalgaz çok önemli. Ama diğer sektörlerde de sanayisini kurmak zorunda. Türkiye bizim için bir köprüdür ve bu anlamda daha fazla işbirliği yapmalıyız. İki ülke arasında yakınlaşma politikasının olumlu sonuçları olacaktır. Birlikte eski İpekyolu'nu yeniden kurmalıyız.