LOJİSTİK MALİYETLERİN DÜŞÜRÜLMESİ TÜRK MOBİLYACILARA YENİ PAZARLARIN KAPISINI AÇACAK
22-01-2014
Mobilyacılarımız Türklerin Yoğun Yaşadığı Yerlerden Çok Avrupalı Tüketicilere Yönelmeli
Mobilya ihracatının 2003'ten bu yana her yıl dış ticaret fazlası vererek artış gösterdiğini kaydeden Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Ahmet Güleç, dolaylı olarak 500 bin kişiyi istihdam eden sektörün bu yılki ihracat hedefini 2.5 milyar dolar olarak açıkladı.
Türkiye'nin mobilya üretiminde üs olma yolunda ilerlediğine dikkat çeken Güleç, mobilyanın sürdürülebilir bir büyüme sağlayan sektör olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında Irak, Libya, Almanya, Fransa ve Azerbaycan gibi ülkelerin öne çıktığını belirten Ahmet Güleç, mobilyanın daha kalıcı pazarlarda yer bulması gerektiğine dikkat çekti. Güleç, "Örneğin İran'a eskiden çok mal satardık, ama şimdi satamıyoruz. Çünkü bu tip pazarlar kaygan pazarlar. Ülkelerin aldığı bir kararla o pazarlar da kapanabiliyor. Mısır'daki olaylar 150 milyon dolar civarında eksi bakiye olarak bize yansıdı. Suriye lojistik anlamda bizim için Ürdün, Suudi Arabistan, Beyrut, Lübnan'a bir geçiş kapısıydı. Bu kapının kapanması da sektörü olumsuz etkiledi. Avrupa pazarı olmazsa olmaz. Ama Avrupa pazarına daha fazla mal satmamız lazım. Rusya önemli bir pazar. Afrika gibi uzak pazarları hiç ihmal etmedik. Oralarda pazar yeni oluşuyor. En önemli pazarlardan biri de Çin ve Hindistan'dır. Bu iki ülke dünyanın en büyük alıcısı olan Amerika'dan daha cazip pazarlardır. Türk mobilyası oraya markalarıyla giriyor ve oradaki pazar marka bilinciyle oluşuyor.
"Avrupalı" İmajımızı Kullanarak Çin ve Hindistan Pazarına Girmeye Başlayabiliriz
Tasarım gücümüzle ve Türkiye'nin Avrupalı imajını kullanarak bu iki ülkeye üst segmentten girebiliriz" dedi. Türk mobilya sektörünün Avrupa'ya ihracatında önemli bir ayrıntıya vurgu yaparak sektörün özeleştiri yapması gerektiğini kaydeden Güleç, Türkiye'nin ağırlıklı olarak Avrupa'da Türklerin yaşadığı bölgelere ihracat yaptığını, pazarı kalıcılaştırmak için Avrupalı tüketicilere yönelmeleri gerektiğini anlattı.
Lojistik maliyetlerinin düşürülmesi yeni pazarlar açar
Lojistik maliyetlerinin yüksek olmasını sektörün önündeki en büyük ihracat engeli olarak ifade eden Ahmet Güleç, doğru pazarlara girebilmek ve kalıcı olmak için lojistik maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi. 30-35 bin dolarlık yüklü bir TIR'ın bugün Kazakistan'a götürülmesinin maliyetinin 12-13 bin dolar olduğunu kaydeden Güleç şöyle devam etti:
"Lojistik maliyetlerinden dolayı Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkeler kendilerine daha yakın olan ve lojistik anlamında desteklenen Çin gibi ülkeleri tercih ediyor. Lojistik sorununu çözersek farklı pazarlarda daha kalıcı olma şansımızı artıracağız. Özellikle Çin fuarında 5 yıldır Türkiye mobilya standı açıyoruz. 26 firmamız bu sene katılacak. Üst kimlik markamız 'Discover Turkish furniture.' Bu pazara üst noktadan giriş yapmak istiyoruz. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı'nın bugüne kadar verdiği desteklerle bir dönüşüm başladı. Artık sivil toplum kuruluşları da proje geliştirerek Ür-Ge desteklerinden yararlanabiliyor. Mobilyayla ilgili yaklaşık 19 Ür-Ge projesi yapıldı. Bu da sektörün ne kadar dinamik olduğunu gösteriyor. Ekonomi Bakanlığı bu anlamda KOBİ'lerin önünü açtı. Öte yandan İran'ın ithal ikameci bir tavırla almaktan çok orada üretmeyi tercih etmesi sonucu kapanan bu bölgenin önümüzdeki süreçte açılacağını düşünüyoruz. Çünkü Türk mobilyası İran'da bir marka."
Mobilya ihracatının 2003'ten bu yana her yıl dış ticaret fazlası vererek artış gösterdiğini kaydeden Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Ahmet Güleç, dolaylı olarak 500 bin kişiyi istihdam eden sektörün bu yılki ihracat hedefini 2.5 milyar dolar olarak açıkladı.
Türkiye'nin mobilya üretiminde üs olma yolunda ilerlediğine dikkat çeken Güleç, mobilyanın sürdürülebilir bir büyüme sağlayan sektör olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında Irak, Libya, Almanya, Fransa ve Azerbaycan gibi ülkelerin öne çıktığını belirten Ahmet Güleç, mobilyanın daha kalıcı pazarlarda yer bulması gerektiğine dikkat çekti. Güleç, "Örneğin İran'a eskiden çok mal satardık, ama şimdi satamıyoruz. Çünkü bu tip pazarlar kaygan pazarlar. Ülkelerin aldığı bir kararla o pazarlar da kapanabiliyor. Mısır'daki olaylar 150 milyon dolar civarında eksi bakiye olarak bize yansıdı. Suriye lojistik anlamda bizim için Ürdün, Suudi Arabistan, Beyrut, Lübnan'a bir geçiş kapısıydı. Bu kapının kapanması da sektörü olumsuz etkiledi. Avrupa pazarı olmazsa olmaz. Ama Avrupa pazarına daha fazla mal satmamız lazım. Rusya önemli bir pazar. Afrika gibi uzak pazarları hiç ihmal etmedik. Oralarda pazar yeni oluşuyor. En önemli pazarlardan biri de Çin ve Hindistan'dır. Bu iki ülke dünyanın en büyük alıcısı olan Amerika'dan daha cazip pazarlardır. Türk mobilyası oraya markalarıyla giriyor ve oradaki pazar marka bilinciyle oluşuyor.
"Avrupalı" İmajımızı Kullanarak Çin ve Hindistan Pazarına Girmeye Başlayabiliriz
Tasarım gücümüzle ve Türkiye'nin Avrupalı imajını kullanarak bu iki ülkeye üst segmentten girebiliriz" dedi. Türk mobilya sektörünün Avrupa'ya ihracatında önemli bir ayrıntıya vurgu yaparak sektörün özeleştiri yapması gerektiğini kaydeden Güleç, Türkiye'nin ağırlıklı olarak Avrupa'da Türklerin yaşadığı bölgelere ihracat yaptığını, pazarı kalıcılaştırmak için Avrupalı tüketicilere yönelmeleri gerektiğini anlattı.
Lojistik maliyetlerinin düşürülmesi yeni pazarlar açar
Lojistik maliyetlerinin yüksek olmasını sektörün önündeki en büyük ihracat engeli olarak ifade eden Ahmet Güleç, doğru pazarlara girebilmek ve kalıcı olmak için lojistik maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi. 30-35 bin dolarlık yüklü bir TIR'ın bugün Kazakistan'a götürülmesinin maliyetinin 12-13 bin dolar olduğunu kaydeden Güleç şöyle devam etti:
"Lojistik maliyetlerinden dolayı Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkeler kendilerine daha yakın olan ve lojistik anlamında desteklenen Çin gibi ülkeleri tercih ediyor. Lojistik sorununu çözersek farklı pazarlarda daha kalıcı olma şansımızı artıracağız. Özellikle Çin fuarında 5 yıldır Türkiye mobilya standı açıyoruz. 26 firmamız bu sene katılacak. Üst kimlik markamız 'Discover Turkish furniture.' Bu pazara üst noktadan giriş yapmak istiyoruz. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı'nın bugüne kadar verdiği desteklerle bir dönüşüm başladı. Artık sivil toplum kuruluşları da proje geliştirerek Ür-Ge desteklerinden yararlanabiliyor. Mobilyayla ilgili yaklaşık 19 Ür-Ge projesi yapıldı. Bu da sektörün ne kadar dinamik olduğunu gösteriyor. Ekonomi Bakanlığı bu anlamda KOBİ'lerin önünü açtı. Öte yandan İran'ın ithal ikameci bir tavırla almaktan çok orada üretmeyi tercih etmesi sonucu kapanan bu bölgenin önümüzdeki süreçte açılacağını düşünüyoruz. Çünkü Türk mobilyası İran'da bir marka."