1-Türkiye’de 1976 yılından bu yana üretim yapıyorsunuz. Sizinle 5-6 yıl önceki söyleşimizde okurlarımıza Kayalar Kimya’nın geçmişi hakkında çok değerli ve arşiv kıymetinde bilgiler verdiniz. Babanızın tiner üretimiyle başlayan hikayesi bugün küresel bir markaya ulaştı ve ülkemiz için de çok değerli bir marka oldunuz. Unutkan bir toplum olduğumuzdan ve yeni kuşakların bu önemli dönüşümü anlayabilmesi için bize Kayalar Kimya’nın öyküsünü anlatır mısınız. Özellikle okurlarımızın önemli bir bölümü ahşap üreticisi olması nedeniyle Kayalar Kimya’da ahşap boya ve vernikleri hakkında bilgi verir misiniz? 

Kayalar Kimya 1976 yılında öncelikle tiner üretme amacıyla kurulmuştur ve 3 yıl gibi çok kısa bir sürede vernik üretimine de başlamıştır. Babam Yılmaz Kayalar, tiner üretirken bir arkadaşının getirdiği bir formülle, ortaklıkla bu işe başlıyor ve tinerle başladıkları üretim yolculuklarında mobilyayla hiçbir ilgileri yokken mobilya verniğine giriliyor. Başarımızın sırrının babam Yılmaz Kayalar’ın prensiplerinde ve bu girişimci yapısında olduğunu düşünüyorum. Bize de bu prensipleri aşılamıştır. ‘’Kaliteli üründen asla vazgeçmeyin”, “Dünyayı iyi tanıyın ve dürüstlükten kesinlikle vazgeçmeyin”, “Çok çalışın ve vizyonunuzu sürekli geliştirin’’ şeklindeki yönlendirmeleri hayatımızın merkezinde olmuştur ve ağabeyim Ersin Bey ve ben de iş hayatına atıldığımızdan beri işimizi bu prensiplerle şekillendiriyoruz.

Babam Yılmaz Kayalar 1980’lerde işler büyüdüğü için Kartal’da daha büyük bir alana geçiyor, işlerimiz de iyi gidiyor ve sonrasında da Kartal’daki alanı geliştirerek ve laboratuvarımızı kurup kendi mühendislerimizi de ekibimize katarak şirketimizi bu günlere getiren hamleleri yapmaya başlıyoruz diyebiliriz.

90’larda dönüşüm sürecimiz başladı. Ersin Kayalar, İngiltere’de okudu ve şirkete katılmasıyla onun da yönetimde görev almasıyla beraber yeni bir yapılanmaya gidildi. Ersin Bey’in çok erken yaşta şirkette Genel Müdür olmasının da ailemizin yapısı ve iş yapış tarzımız hakkında çok şey anlattığını düşünüyorum. Aile şirketlerinde genelde kurucular sorumluluğu kendisinden sonra gelenlere vermekte zorlanırlar ancak Yılmaz Bey bunun tam tersi bir tutum sergilemiştir. Çok erken yaşta Ersin Bey’e bayrağı teslim etmiştir. Devamında benim de şirkete gelmemle beraber babam görevlerini tamamen bıraktı.  Bu durum da bize genç yaşlarda sorumluluk almayı ve hızlı karar almayı öğretirken kendimizi görme, gösterme ve tanıma fırsatı da yarattı. 
Ben 2001 sonunda Amerika San Diego’da üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’ye geldim. Orada okurken şirketleri değerlendirme, yönetim sistemlerini inceleme fırsatım oldu.  Tabii Ersin Bey gibi ben de gördüklerimi ve öğrendiklerimişirketimizde iyi uygulama örneklerine dönüştürmek istedim. Ben geldiğimde şirket mobilya boyası piyasasında liderliğe doğru gidiyordu, ancak henüz lider değildi.  Ersin Bey ve ben bu liderliğe daha hızlı gidebilmemiz için merkezimize “kalite” yi aldık ve tüm yatırımlarımızı da en yüksek kalite ile üretim yapmak prensibi ile yaptık.

Ersin Bey’in ihracat hedefi benim de şirkete katılmam ile birlikte aksiyona dönüştü. Böylece bir iş bölümü de doğmuş oldu. Ersin Bey şirketin kurumsallaşması doğrultusunda yapılanmayı oluştururken bir yandan da iç pazarla ilgileniyordu, ben de yurtdışına çıkıp fuarları görmeye başladım. Böylece iyi bir analiz ile lojistik anlamında bizim için avantajlı olan ve aynı zamanda daha az kompleks olan ülkeleri seçtik. Seçtiğimiz ülkelerde marka tescillerimizi aldık ve zamana yayarak bu ülkelere ihracat yapmaya başladık. Bugün geldiğimiz noktada 55’e yakın ülkeye ihracat yapan bir şirket durumundayız. 
 

2006’da Tuzla fabrikasına geçtik ve kapasite fazlamız oldu, inşaat sektörü büyüyordu ve biz de zaten boya üreticisi olduğumuzdan, üretim teknolojisine sahip olduğumuzdan ve dağıtım tecrübemizden de dolayı inşaat boyaları sektörüne girmeye karar verdik. Çeşitli araştırmalardan sonra Alman Meffert AG ile Kayalar Meffert adına 50/50 bir joint venture kurduk. Böylece Düfa markası ile inşaat boyasına girmiş olduk. Bu dönemde ayrıca kimyasal hammadde dağıtım işine girmeye karar verdik ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta çaplı işletmelere kimyasal hammadde teminine başladık. Alım gücümüz arttı. Fiyat rekabet şansımız fazlalaştı. Böylece ayrı bir iş kolu da oluşmuş oldu. Dolayısıyla Kayalar Meffert’in kurulmasıyla bizim üç tane iştirakimiz oldu: inşaat boyası, mobilya boyası ve hammadde. 

 2001’den başlayarak Genç markamızı iç piyasada büyüttük ve birinciliğe oturduk. Ancak önemli olan bu yeri korumaktı. Özellikle büyük işletmeler ve yabancı marka kullanan firmalara ürün kalitemizi göstermek ve onlarla daha rahat çalışabilmek için bir ilke imza attık ve uygulama ve simülasyon eğitim merkezimizi kurduk. Mobilya fabrikalarında bulunan boyama, kurutma makinalarının laboratuvar boyutlarında olanlarını aldık. Bir mobilya fabrikasında finishing için gerekli ne varsa getirdik. Kendi ekibimizi ve özellikle müşterilerimizi eğitmeye başladık. Her sene binlerce kişiyi buraya getirdik ve halen de getiriyoruz. Böylece usta, satınalma sorumlusu, fabrika sahibi gibi farklı paydaşlara ürünlerimizi anlatmak kolaylaşırken sektöre de önemli bir katkımız oluyor. Uygulama ve Simülasyon Merkezi’nde ürünün doğru uygulama ile son halini gören hem yurt içinden hem yurtdışından müşterilerimizin ve potansiyel müşterilerimizin gözünde Genç markası olması gerektiği gibi en kaliteli ürünlerden biri olarak konumlanıyor. 

 Genç Noroo ve Woodsol markalarımıza da değinmeden geçemeyeceğim. 2012’de Güney Kore’nin en büyük boya üreticisi olan Noroo markası ile stratejik bir ortaklığa imza attık ve “Genç Noroo” markası ile endüstriyel boyalardan, ağır hizmet boyalarına, yüzey uygulamalarını da kapsayan geniş ürün yelpazemizle sektörde fark yaratıyoruz. Woodsol ise su bazlı dıs? cephe ahs?ap boya ve verniklerini gelis?tirerek, ahs?ap malzemelerin kullanım o?mu?rlerini minimum bakım faaliyetleri ile uzatmayı kendine misyon ediniyor. Daha önce de söylediğim gibi tüm markalarımızda önceliğimiz kalite.

Bunun yanında günümüzde öncü bir firma olmak sürekli yeni ürünler geliştirmemizi de zorunlu kılıyor. Bu nedenle Ar-Ge de şirketimiz için çok önemli. 40 kişiyi aşan Ar-Ge ekibimiz ile sektörde fark yaratmak için çalışıyoruz.

Ayrıca Gebze’de yeni bir yatırımımız var. 2022 yılında faaliyete geçen tesisimizde tutkal ve bağlayıcılar alanında üretime geçtik. Kısa sürede bu alandaki başarılarımızdan da söz edeceğime emin olabilirsiniz. 

Yarım asırlık geçmişe sahip firmamızı özetle böyle anlatabilirim. Türk ekonomisinin ve sanayisinin gelişmesi için çalışmaya devam edeceğimizin de altını önemle çizmek isterim.

2- Kayalar Kimya uluslararası önemli markalarla da birleşmeler yaşadı ve önce Alman Düfa markasıyla bu süreç başladı. Burada Düfa ile neler yaptınız, Düfa’da ne tür ürünleriniz var?

Daha önce de belirttiğim gibi Düfa inşaat sektörünün büyümesiyle bizim de inşaat boyaları alanında gördüğümüz fırsattan gelen bir yatırım fikrinden doğdu ve Alman Meffert AG ile bir yarı yarıya joint venture olarak oluştu. 

2009 yılında ortaklığın tüm haklarını satın alarak Türkiye ve 18 ülkede üretim ve satış haklarının sahibi olduk. Düfa’da su bazlı iç cephe ürün grubu, su bazlı dış cephe ürün grubu, ahşap ve metal grubu ile özel amaçlı ürünler ve yardımcı ürünlerimiz bulunuyor.

Ayrıca Tuzla’da bulunan 1700 metrekarelik Ar-Ge laboratuvarımızda diğer markalarımızda olduğu gibi Düfa markamız özelindeki ürünlerimiz için de müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak özel ürünler geliştirmekteyiz ve sektörümüzde fark yaratmaktayız.

3- Türkiye’nin de imza attığı ve özellikle mobilya üreticilerimizi yakından ilgilendiren Avrupa yeşil mutabakatıyla birlikte ülkemizde bu konuda önemli girişimler oldu. Bildiğim kadarıyla Kayalar’da da Woodsol su bazlı ürünleriniz var. Bize bu konuda da bilgi verebilir misiniz. Su bazlı ürünlerde Kayalar Kimya neler yapıyor ve bu konuda yeni çalışmalarınız olacak mı?

Sektörde ihracat artışını ve istikrarını etkileyecek en önemli konuların başında sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm geliyor. Avrupa’nın yeşil mütabakat kapsamında uygulayacağı sınırda karbon vergisi gibi uygulamalar için sektör olarak hızla hazırlanmamız gerekiyor. AB’nin bakış açısıyla inşaat sektörü doğadan çıkarılan malzemelerin yüzde 50’sini kullanıyor. AB’deki toplam atıkların da %35’inden sorumlu ve kaynakları tüketen bir sektör olarak görülüyor. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile hedeflenen sektörler inşaat sektörünü yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle inşaat sektörüne hizmet veren sektörler olarak bizim de sürdürülebilirlik faaliyetlerine odaklanmamız ve çevre dostu ürünler geliştirmemiz büyük önem taşıyor. 

Kayalar Kimya olarak en yeni markamız 2017 yılında sektöre kazandırdığımız Woodsol su bazlı dış mekan ahşap boya ve vernikleri diyebiliriz.  Woodsol, dış cephe ahşap boyalarında en üst kalitede konumlandırdığımız ürün grubu. Tüm ürünler su bazlı, doğa dostu ve çevreye karşı duyarlıdır. Sentetik ürünlere göre en önemli avantajı su bazlı olduğu için nefes alıyor olmasıdır. Böylece genleşmeye bağlı çatlaklar da kolay kolay oluşmaz. Woodsol ahşabın doğal karakteristik dokusunu bozmaz ve nefes alan bir yapı sağlar. 

Global pazarlara da baktığımızda sürdürülebilirlik ve çevre odağıyla da solvent bazlı ürünlerden su bazlı ürünlere kayıldığını zaten gözlemliyoruz. Biz de Kayalar Kimya olarak su bazlı ürün çalışmalarına odaklanıyoruz.

4 Başka uluslararası çalışmalarınız var mı, Türkiye pazarı ve uluslararası alanda Kayalar Kimya sektörün neresinde?

Ülkemizdeki faaliyetlerimizin yanında global arena da bizim için çok önemli.  Yaklaşık 55 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.İhracatımız toplam satışımızın yarısını oluşturuyor. Bu oran sürekli artış gösteriyor. Rusya, Cezayir, Özbekistan, Irak, Gürcistan, İsrail, Katar, Polonya gibi birçok ülkeye ihracatımız bulunuyor.

 İhracat yaptığımız ülkelerde ya pazar lideri ya da ilk üç firma arasında yer alıyoruz. Mobilya boya ve vernikleri, dışcephe ahşap boya ve vernikleri ile inşaat boyaları olarak geniş bir ürün yelpazesi ile ihracat satışımız var. İhracat çalışmalarımızın başarılarının meyvesi olarak 2016 Aralık ayı itibari ile GENÇ markası T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan TURQUALITY kapsamına alındı. Sektöründe bu kapsama alınan ilk marka GENÇ markası olmuştur.

Hem lokal pazarda hem de global arenada pek çok ilk ile yolumuza devam ediyoruz. Yenilikçi bakış açımız ve girişimci ruhumuz ve büyüme stratejimiz ile mevcut alanlarda ve yeni yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz.