KASTAMONU ENTEGRE / Haluk Yıldız : Aklımızın bir köşesinde Çinde olmak var açıkçası. İleride belki hem üretici olarak hem de ürettiklerimizi satma anlamında var olabileceğimiz önemli ve gözardı edemiyeceğimiz bir pazar Çin bizim için

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

KASTAMONU ENTEGRE / Haluk Yıldız : Aklımızın bir köşesinde Çinde olmak var açıkçası. İleride belki hem üretici olarak hem de ürettiklerimizi satma anlamında var olabileceğimiz önemli ve gözardı edemiyeceğimiz bir pazar Çin bizim için

15-05-2015
KASTAMONU ENTEGRE / Haluk Yıldız : Aklımızın bir köşesinde Çinde olmak var açıkçası. İleride belki hem üretici olarak hem de ürettiklerimizi satma anlamında var olabileceğimiz önemli ve gözardı edemiyeceğimiz bir pazar Çin bizim için
Çin?de, Interzum Guangzhou fuarının gerek standı, gerekse bulunduğu nokta itibariyle göz alıcı standlarında birine sahip olarak firmalarının dünya pazarlarındaki ağırlığını yansıtarak Türkiye?yi güzel bir biçimde temsil eden KASTAMONU ENTEGRE firmasının Genel Müdürü Haluk Yıldız ile Çen?e geliş amaçları, sergiledikleri ürünler, sektördeki hedefleri ve dünya pazarlarındaki gelişmeler hakkında görüşlerini aldık.
KASTAMONU ENTEGREnin uluslararası pazarlara açılma ve yatırım politikaları hakkında kısaca bilgi verebilir misinizBildiğiniz gibi KASTAMONU ENTEGRE, 2014 yılında Avrupanın en büyük MDF tesisini Rusyada kurdu. Hatta şu anda aynı yerde ikinci MDF hattının yatırımına da başladık. Tataristanda gerçekleştirdiğimiz bu yatırımdan sonra aslında Avrupanın dördüncü, dünyanın da sekizinci büyük levha üreticisi olduk. Global bir firma olma hedefimizde çok önemli adımlar bunlar. Zaten 1998de ilk defa yurtdışına çıktık ve sektörümüzde bu anlamda tek firmayız.Aslında Türkiyede hem bizim sektörde hem de diğer sektörlerde pek çok yatırım yapıldı. Üretim açısından piyasa belirli bir doyuma geldi. Herkes farklı arayışlar içerisine girdi. Bazı firmalar enerji, inşaat gibi diğer sektörlere yatırım yaptılar ve yurtdışında büyümeyi pek düşünmediler. Büyümek için belirli bir organizasyon yapısı, insan kaynağı, belirli bir ufuk ve güçlükleri yenme azmi gerekiyor. Bizim HAYAT HOLDİNG çerçevesindeki iki firmamız da, hem KASTAMONU ENTEGRE, hem de HAYAT KİMYA yıllardır bu çizgiyi değiştirmedi. Türkiyenin global iki firmasını oluşturacağız demiştik ve çok şükür bunu gerçekleştirdik ve ülkemizi, sektörümüzü pek çok pazarda en iyi şekilde temsil ettiğimize de inanıyoruz.INTERZUM Guangzhouya geliş amacınız, fuarla ilgili izlenimlerinizi ve projeleriniz anlatır mısınızÇin tabii apayrı bir yer. Aslında şu anda tüm dünya coğrafyasında panel üretimin neredeyse yarısını gerçekleştiren bir ülke. Buraya niye geldiğimize gelince, amacımız sadece Çindeki tüketicilere değil de buraya ürün almaya gelen firmalara da ulaşabilmek. Biliyorsunuz Çin bundan üç yıl önce Almanyayı geçerek dünyanın en büyük ihracatçısı oldu. Dolayısıyla Çindeki fuarlara da pek çok yerden, hemen hemen tüm ülkelerden insanlar geliyor. Biz de burada onlarla buluşarak müşteri portföyünü genişletmeyi umuyoruz.Fuara ilk katılışınız mı, hangi ürünleri sergiliyorsunuzEvet, KASTAMONU ENTEGRE olarak ilk kez Interzum Guangzhouda stand açtık. Yeni girdiğimiz ve daha geniş coğrafyaya satabileceğimiz ürünler var. Özellikle MDF ve Laminat Parke ve Yonga Levha gruplarında uzaklara mal satmak kolay değil. Çünkü ürün fiyatıyla nakliyesini mukayese ettiğinizde herkesin kendi bölgesinde kalma zorunluluğu var. Ama biraz daha fazla katma değerli ürünler ürettiğinizde daha uzağa gidebiliyorsunuz. Bildiğiniz gibi biz Romanyada Doorpan markasıyla kapı paneli üretiyoruz. Bu ürünümüzle Avrupanın ikinci dünyanın üçüncü büyük firmasıyız. Bu ürünümüzü Orta Amerikadan Hindistaa kadar her yere satabiliyoruz.Ürün ne kadar katma değerli olursa, o kadar geniş bir yelpazeye hizmet verebiliyor. Biz de özellikle 2014 yılında Türkiyede panel üretimine biraz ara verdik. 2012de Romanya, 2014de Rusyadaki Yonga Levha ve MDF tesislerini devraldık ve yatırımlarımıza orada devam edeceğiz. Türkiyede ise geniş bir coğrafyaya hitap edebileceğimiz katma değeri yüksek ürünler üreteceğiz.Genel anlamda piyasada parlak ürünler dediğimiz aslında parlak PVC veya PVC kaplı ürünler, aynı zamanda yine akrilik laklarla, PETlerle üretilen ürünlerimiz var. Dolayısıyla birdenbire ürün çeşitlerimizi artırdık. Buraya da akrilik lak uygulayarak ürettiğimiz Glossmax, PVC kapladığımız ve lamine ettiğimiz Evogloss, yine PET folyo ile kapladığımız Glossplus gibi ürünlerimizle geldik ve daha geniş coğrafyalara satabileceğimizi düşündük. Bu fuara geliş amacımız da bu zaten. Burayı bir buluşma yeri olarak görüyoruz.Son birkaç yıl içerisinde Çin üretimin yanısıra aynı zamanda bir tüketim toplumu olmaya doğru da gidiyor ve geniş iç pazar olanaklarına sahip. Bu açıdana baktığımızda Çini nasıl değerlendirirsiniz Bu anlamda rekabet edebilme şansınızı nasıl görüyorsunuzAslında bu gelişme çok doğal. Çünkü bir ülke üretim yaptıkça orada çalışan sayısı artıyor. Çalışan sayısı artınca çalışanlar zenginleşiyor ve tüketmeye başlıyor. Bu insanın doğasında var. Artık internet vb. bilgi kaynaklarıyla herkes dünyadaki güzellikleri görüyor ve gördükçe de onlara ulaşmaya çalışıyor. Zaten Çin için herkes bunu söylüyor. 1.5 milyarlık nüfüsta yüz - yüzelli milyon kadar bir zengin var deniyor. Bu kadar zengin dünyanın hiç bir ülkesinde yok zaten. Böylesi bir geniş pazarı nerede bulabilirsiniz Bilmiyorum farkında mısınız ama, dünyadaki markalı ürünlerin en pahalıya satıldığı yerdir Çin. Dolayısıyla Çin kaçınılmaz olarak bir yandan büyük bir üretici ve ihracatçı olurken, aslında tüm bu gelişmelerden etkilenerek kendisi de aynı zamanda iyi bir tüketici olmaya başlayacaktı ki zaten başladığını da görüyoruz.Bu da pazarın yapısında kimi değişimlere neden oldu. Örneğin Çin laminat parkede büyük bir ihracatçı iken zaman içerisinde ihracatı gitgide azaldı ve ürettiklerini yurdışında değil de yurtiçinde tüketmeye başladılar.Aynı şekilde birkaç yıl öncesine kadar Çinde kontinü yonga levha yoktu. Bunlar kurulmaya başladı. Çünkü mobilya deyince daha çok masif ağaç, MDF deyince de laminat parke akla gelir ve bunlarla birleşir. Şimdi insanlar yavaş yavaş modüler mobilyayı öğrenmeye başlayacaklar. Bu nedenle her halükarda Çinde olmak önemli.Öte yandan KASTAMONU ENTEGRE olarak 8 10 yıl önce burada yatırım yapılabilir mi diye bile bakıyorduk. Aslında kontinü tesisi olan bir firmayı da satın almak üzereydik. Ama son anda vazgeçtik çünkü o zamanki büyüklüğümüz ve eforumuz ancak birbirine yakın olan ülkelere yatırım yapmaya elveriyordu. Uzaklarda, hele Çin gibi dil ve ulaşılabilirlik problemi olan bir ülkede bu o dönem için zordu ve bu projemizi erteledik. Ama yine de her hülükarda aklımızın bir köşesinde Çinde olmak var açıkçası. Burası bizim gözardı edebileceğimiz bir pazar değil. İleride belki hem üretici olarak hem de ürettiklerimizi satma anlamında var olabileceğimiz önemli bir pazar Çin bizim için.Acaba böylesine büyük bir ihracatçı ülke olan Çin, giderek iç pazara daha fazla yönelmesiyle, global taleplere cevap vermede eksik kalabilir mi Bu nedenle dış pazarlarda oluşabilecek böylesi bir boşluğun zamanla bizim gibi firmalara yarayabileceği gibi bir tesbit yapılabilir miSektörden sektöre göre değişen bir durum bu. Bu nedenle konuyu sektör bazında ele almak lazım. Örneğin bazı sektörler var ki MDF, sunta üretimleri gibi gerçekten bir süre sonra Çin bu konudaki ihracatçı özelliğini kaybedebilir. Çünkü bunun arkasında odun gerekiyor, hammadde gerekiyor ki Çinin burada dışa bağımlılığı da söz konusu. Ama örneğin mobilya elemanları gibi sektörlerde daha fazla yatırım vb. faktörlerle üretim ve ihracatını artırması mümkün. Böyle olunca da bu gibi alanlarda Çinin uluslararası pazarlardaki hakimiyeti sürebilir. Pek çok ülke de bu sektörleri bir miktar terketti zaten.Öte yandan mesela tekstilde Türkiyede son birkaç yıldır canlanma var. Bunun nedeni Avrupanın yaşadığı kalite gibi, teslimat gibi kimi sorunlar nedeniyle Çinden yorulmuş olmasıdır. İyi kalite, sürdürülebilir kalite ve zamanında teslimat gibi epey bir unsur var tercihlerini etkileyen. Bu gibi faktörlerin önem arzetmesi nedeniyle de tekrar Türkiyeye bir dönüş yaşanmakta.Ticaret, niteliği itibariyle pek çok faktöre bağlı olarak kimi hızlı değişimlerin yaşandığı bir alan.Evet. Bakın, Türkiye, Avrupa Çin örneklerinde olduğu gibi, bu ve benzeri nedenlerle dünya pazarlarında zaman zaman yer değiştirmeler, değişimler olabiliyor. Ben 7 8 yıl önce buralara geldiğimde şunu gözlemlemiştim. O dönemde, özellikle Pekin gibi yerlerde işçilik artmaya başlamış, böyle olunca da Vietnam, Kamboçya gibi yerlerden işçi getirmeye başlamışlardı. Tabii sosyal haklar filan olmayınca da bu göçmen işçiler Çinlilerden daha düşük standartlarda çalışmaya başlamışlardı. Ve o güne kadar çok ucuz maliyetlere çalışmakta olan Çinliler için söylenen laflar bu kez diğerleri için söylenmeye başlanmıştı. Gazetelerden Çin Devlet Başkanının yazısını okutmuşlardı. Bunlar da insan, onlara iyi davranalım diyordu. Yani bölgede Vietnam, Kamboçya, Miammar gibi Çinden çok daha fakir ülkeler var ve bu ülkelerden olabilecek en ucuz işçi göçleri yaşanıyor.Bu durum sadece Güney Doğu Asya için de geçerli değil. Mesela Hindistan, Pakistan gibi ülkeler var. Çinden sonraki dalgalar buralardan bekleniyor ve geleceğin Çini olacakları öngörülüyor.Dolayısıyla bazı şeyler zaman içerisinde değişebilir. Ama genel anlamda baktığımızda zaten bir ülkede üretim ve tüketim arttıkça yavaş yavaş bir takım şeyler devreye girecek ve değişim kaçınılmaz olacaktır. Bakın şu anda dünya ticaretinin %13ü lojistiğe gidiyor ve bu fiyatları da etkileyen önemli bir unsur. Bunun yanısıra petrol fiyatları vb. diğer maliyetlerin artmasıise insanları giderek daha çok bölgeselliğe çekecek. Bölgesel üretecekler, bölgesel tükecekler. Çünkü sistemin tüm bunları taşımaya yetmiyeceği söyleniyor. Tabii bunlar çok hızlı olmasa bile mutlaka en azından sektörel olarak belli değişimler geçireceğiz.
yazar

E-bülten için e-posta bırak