İHRACATÇI ŞİRKETLERE SINIRDA KARBON UYGULAMASI BAŞLADI

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

İHRACATÇI ŞİRKETLERE SINIRDA KARBON UYGULAMASI BAŞLADI

07-11-2023
İHRACATÇI ŞİRKETLERE SINIRDA KARBON UYGULAMASI BAŞLADI
Karbon ayak izi ne anlama geliyor?Karbon ayak izi gündelik hayattaki faaliyetlerimiz ve tüketimlerimizle atmosfere yayılan karbondioksit gazı dahil tüm sera gazlarının (CO2) ton eşdeğeri cinsinden miktarını ifade ediyor

 

 

        Daha basit bir dille doğaya verdiğimiz tahribatın sayısal karşılığı da denebilir. Ulaşımdan tutun da ısınmak için yaktığımız kaloriferlere, pişirdiğimiz yemeğe hatta harcadığımız elektriğe kadar birçok faktör karbon ayak izi oluşumunda etkiye sahip. Tüm bu faktörler değerlendirildiğinde karbon ayak izi birincil ve ikincil olmak üzere iki ayrı kategoride inceleniyor. 

Birincil (doğrudan) karbon ayak izi : Ulaşım araçlarının kullanımı sırasında yanan fosil yakıtlar ve ev içinde tüketilen enerji sonucunda doğaya karışan sera gazlarının karbon cinsinden miktarını ifade ediyor. Daha spesifik olarak yemek pişirmek, araç kullanmak gibi gündelik faaliyetlerimizle “doğrudan” sebep olduğumuz karbon salımı bu kategoride değerlendiriliyor.

 

İkincil (dolaylı) karbon ayak izi : Kullandığımız ürünlerin üretiminden nakliyesine hatta doğada yok olmasına kadar geçen yaşam döngüsü boyunca açığa çıkan sera gazlarının karbon cinsinden miktarını ifade ediyor. Yani endüstriyel faaliyetler, ürünlerin kullanıcıya ulaşması ve kullanımı da dahil olmak üzere tüm bu süreçlerde kullanılan enerjinin sebep olduğu karbon salımı bu kategoride bulunuyor.

 

Karbon ayak izi neden önemlidir?

Karbon ayak izi atmosferdeki sera gazlarının karbondioksit cinsinden miktarıdır dedik. Peki bu miktarı düşük tutmamız neden önemli? Bu sorunun cevabını “sera gazı etkisi” ve “küresel ısınma” arasındaki ilişkiyi anlatarak açıklayalım. Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımıyla açığa çıkan sera gazları (karbondioksit, metan, diazot monoksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar ve sülfür heksaflorid) bir de üstüne ormansızlaşma, betonlaşma gibi faktörler eklenince atmosferde birikmeye başlıyor. Biriken gazlar ise güneş ışınlarının geri yansımasını engelleyerek yeryüzündeki sıcaklığın artmasına yani küresel ısınmaya sebep oluyor. Bugün sera etkisinin başlıca sebebi olarak görülen karbon emisyonunu azaltmak diğer bir deyişle karbon ayak izini azaltmak iklim kriziyle mücadelede ilk sırada yer alıyor.

Karbon ayak izimizi acilen azaltmayı başaramazsak tablonun giderek kararacağı aşikâr. Bozulan mevsim döngüsü, iklim koşullarında görülen ani değişimler, pirinç, mısır, buğday gibi temel besin kaynaklarımızı üretmemizde sorun oluşturmaya başladı bile. Artan kuraklık gelecekte yaşanabilecek kıtlığın habercisi. Buzulların durdurulamaz şekilde erimesi ise buz katmanlarının içinde donmuş hâlde bulunan birçok virüs ve bakterinin yayılma potansiyelini güçlendiriyor. Uzmanlara göre bu durum gelecekte yeni salgınlarla mücadele edeceğimiz anlamına geliyor. Artan buharlaşmayla birlikte toprak kayması, sel, kasırga gibi doğa felaketlerinin tüm dünyada yaygınlaşması bekleniyor. Değişen iklim koşullarına ayak uyduramayan pek çok tür yok olma tehlikesi yaşıyor. Buna bağlı olarak ekolojik dengenin bozulması an meselesi. Kısacası büyük bir küresel krizin eşiğindeyiz ve hemen harekete geçmeliyiz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Programı(UNDP)’nın yayınladığı verilere göre 1990 yılından bu yana sera gazı emisyonları %50 artmış durumda. Karbon ayak izinin azaltılması konusu bugün hem bireysel hem de toplumsal boyutta en acil gündemimiz olmalı.

Karbon ayak izi nasıl hesaplanır?

Karbon ayak izi bireysel ve kurumsal olarak iki ayrı boyutta hesaplanıyor. Bireysel boyutta hesaplama yapılırken yıl içinde tüketilen elektrik, doğalgaz, kömür gibi enerjilerin ve ulaşımda kullanılan yakıtın toplam miktarı ölçülüyor.

Kurumsal boyutta hesaplama yapılırken kurumların sebep olduğu sera gazı emisyonları Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 olarak üç aşamada inceleniyor. Kapsam 1 kurumların faaliyetlerini gerçekleştirmek için sebep oldukları doğrudan sera gazı salımını, Kapsam 2 dışarıdan satın aldıkları elektrik, ısı, buhar gibi enerjilerin üretimi sırasında oluşan dolaylı sera gazı salımını, Kapsam 3 ise faaliyetlerini gerçekleştirirken almış oldukları ürün ve hizmetlerin tedarikinde ve ürünlerinin kullanımı aşamasında meydana gelen dolaylı sera gazı salımını ifade ediyor. Üç ayrı kategoride ölçülen emisyonlar ISO ve Sera Gazı Protokolünde belirtilen kriterlere göre değerlendirilerek karbon ayak izi hesaplaması yapılıyor.

Karbon ayak izini azaltmak için bireysel olarak neler yapılabilir?

  • Kısa mesafelerde yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih etmek, daha uzun mesafelerde ise toplu taşımaya binmek ya da aracımızı paylaşımlı olarak kullanmak.
  • Enerji israfından kaçınmak. Bunun için uygulanabilecek yöntemlerden bazıları: Az enerji harcayan elektronik cihazları tercih etmek, ev izolasyonunu ısı kaçağını önleyecek şekilde yapmak, gerekmedikçe elektriği kullanmamak, aktif olarak kullanılmayan elektronik cihazları kapalı tutmak, tasarruflu ampul tercih etmek, çamaşır ve bulaşık makinelerini tam dolu olarak çalıştırmak.
  • Aşırı tüketimden kaçınmak. Elektronik ürünler, kıyafetler, mobilyalar, gıda malzemeleri de dahil olmak üzere ihtiyacımızdan fazla aldığımız her ürün karbon ayak izimizi arttırıyor.
  • Seyahatlerde, alternatifi varsa uçak yerine farklı toplu taşıma araçlarını tercih etmek. Uçaklar karbon ayak izi oluşumunu en çok artıran ulaşım araçları olarak biliniyor.
  • Et tüketimini sınırlandırarak sebze ağırlıklı beslenmek. Hayvancılık yapılırken fosil yakıtların kullanılması ve enerji tüketimi doğada yüksek miktarda karbon salımına neden oluyor. Ayrıca büyükbaş hayvanların sindirim sırasında çıkardığı metan gazları da sera gazı salımına önemli miktarda sebep olan faktörler arasında.
  • Yenilenebilir enerji kullanmak. Günümüzde güneş enerjisinden elektrik üreten sistemlerin kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Evinizin çatısına ya da güneş gören bir cephesine güneş paneli kurduğunuzda, kendi elektriğinizi üretebilirsiniz. Ayrıca bu panellerin üzerine düşen yağmur suyunu hasat ederek evinizin su ihtiyacını da karşılayabilirsiniz.
  • Alışveriş yaparken yerel üreticileri tercih etmek. Uzak ülkelerde üretilen ürünler ithal edilirken doğada büyük miktarda karbon salımına sebep oluyor.
  • Evden çıkan atıkları azaltmak. Bunun için benimseyeceğiniz pek çok yöntem bulunuyor. Mesela tek kullanımlık ürünler yerine birden fazla kullanabileceğiniz ürünleri tercih edebilirsiniz. Ya da son dönemde hızla popülerleşen ileri dönüştürme (up-cycling) akımına siz de katılıp eski ürünlerinizden yeni nesneler yaratabilirsiniz. Hatta çöplerinizi kompost yapıp geri dönüştürerek atıksız yaşamayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.
  • Yeşil alanları korumak. Ağaçlar karbon salımını dengelemede oldukça önemli bir role sahiptir.

Karbon ayak izini azaltmak için kurumlar neler yapabilir?

  • Enerji verimliliği sağlayacak teknolojiler kullanmak ve geliştirmek.
  • Etkili atık yönetimi yapmak.
  • Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanmak bunun için uygun altyapı ve sistemler geliştirmek.
  • Karbon yakalama ve depolama teknolojileri geliştirmek.
  • Yeşil alanları korumak ve geliştirmek.
  • Karbon ayak izinin azaltılması konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapmak ve yürütmek.
  • Ağaçlandırma çalışmaları yapmak.
  • Yıllık olarak karbon ayak izini hesaplamak, verileri şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmak.

 

 

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) pilot uygulaması, 1 Ekim 2023 tarihi itibariyle başladı. 2026 yılından itibaren tamamen devreye girecek olan SKDM’den etkilenmemek adına Türk ihracat firmalarının şimdiden ürünlerinin karbon emisyonlarını hesaplamaları ve karbon ayak izlerini düşürmeye yönelik önlemler almaları gerekiyor. 

gökyüzü, bulut, dış mekan, günbatımı içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

İklim krizinin etkilerini en aza indirmek amacıyla hayata geçirilen Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), önümüzdeki yıllarda küresel ticaretin seyrini değiştirmeye hazırlanıyor. Avrupa Birliği’nin (AB) 2030 yılına kadar karbon ayak izinin yüzde 50 oranında düşürülmesi ve 2050 yılında karbon-nötr hedefi doğrultusunda hayata geçirilen SKDM’nin pilot uygulaması, 1 Ekim 2023 tarihi itibariyle başladı. İlk etapta karbon kaçağı riski içeren; gübre, demir-çelik, alüminyum ve çimento gibi sektörlere uygulanacak SKDM, Avrupa’ya ihraç edilen bütün ürünleri kapsayacak. Karbon emisyonlarını belirlenen sınırlarda tutmayan şirketler “karbon vergisi” ile karşı karşıya kalacak. SKDM’nin pilot fazına uyum, her 3 ayda bir yapılacak olan raporlamalarla tamamlanacak ve geçiş dönemi 31 Aralık 2025 tarihinde sona erecek. Bu süreçte şirketlerden karbon emisyonlarına ilişkin veri toplaması ve topladıkları verilere ilişkin raporlama yapmaları bekleniyor. SKDM’den etkilenmemek adına Türk ihracat firmalarının şimdiden ürünlerinin karbon emisyonlarını hesaplamaları ve karbon ayak izlerini düşürmeye yönelik önlemler almaları gerekiyor. 

 

Atmosferde sera gazı seviyesinin artması iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin çok daha ağır biçimde hissedilmesine neden oluyor. Bunun önüne geçebilmenin tek yolu ise karbon ayak izinin azaltılması. Özellikle çimento, demir-çelik, alüminyum gibi sektörlerde ihracat yapan firmaların karbon emisyonlarını azaltmak için iş süreçlerini dijitalleştirmeleri artık bu uygulama ile ciddi bir zaruriyet. 2026 yılı itibariyle belirlenen emisyon kriterlerine uymayan şirketleri vergi yükü ya da karbon kredisi gibi yüksek maliyetler bekliyor. Emisyon sınırının altında kalan şirketler ise elde edecekleri ekstra karbon gelirleri sayesinde daha rekabetçi bir konumda yer alacaklar. Dolayısıyla Avrupa Birliği’ne ihracat yapan tüm Türk şirketlerinin gerekli girişimleri şimdiden yapmaları çok önemli. Ülkemizin ihracattaki mevcut gücünü koruması ve daha da ileriye taşıması için mutlaka karbon ayak izlerini düşürmeleri gerekiyor.

 

yazar

Nesip Uzun-editor yazısı

E-bülten için e-posta bırak