HAZİRAN AYI ENFLASYON RAKAMLARI BEKLENDİĞİ GİBİ DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRDİ
08-07-2014
Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKCİ, Haziran ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi. ZEYBEKCİ, rakamlara ilişkin şu tespitlerde bulundu:
Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜFE yıllık 9,16, ÜFE ise 9,75 olarak gerçekleşti. Tahminlerimiz doğrultusunda enflasyonun Haziran ayı itibariyle düşüş trendine girdiğini görüyoruz. Konjonktüre bağlı jeopolitik gelişmelere rağmen bu trendin yakalanması çok önemlidir ve bu trend Temmuz ayında da ivme kazanarak sürecektir.
Enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını korumak üzere faiz aracının kullanılmasına yönelik çekincelerimizi hep söyledik. Sağlıklı büyüme ve istihdam hedefini merkeze koyarak politika üretmenin tek çıkar yol olduğunu hep dile getirdik.
Dün, ABD Merkez Bankası Başkanı Yellen: faiz politikası, finansal istikrara değil istihdama odaklanmalıdır, ekonomik dinamizme odaklanmalıdır dedi. ABD merkez bankası Başkanı, finansal istikrarı, faiz oranlarıyla düzenlemeye çalışmanın hem enflasyonda ve hem de istihdamda kötü etki yaratabileceğini açıklıkla ifade etti. Bu açıklama temelde bizim hep söylediğimiz faiz silahının hem ekonomide durgunlaşma hem de maliyet enflasyonu ortaya çıkarma riski taşıdığı söylemiyle birebir örtüşüyor.
Enflasyonun taleple ilgili kısmını düzenlemek için faiz dışındaki araçlar var ve bunları halihazırda Hükümet olarak kullandık ve kullanıyoruz. Kredi kartlarında ve kredilerde yapılan düzenlemeler, bankalarımızın kredi portföyünün tüketimden üretim ve ihracata doğru yönlendirilmesine yönelik tedbirleri aldık. Bireysel emeklilik sistemi vasıtasıyla tasarrufların arttırılması da bu kapsamda çok etkili oldu.
Yani ekonomi için kullanılacak kaynak birikiminin önünü açarak da tedbir alınabiliyor talep kısmında da. Bunu Hükümet olarak çok başarılı olarak da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.
Enflasyonu istihdamın, üretimin önüne koyduğumuz zaman ortaya ciddi sorunlar çıkabilir. Bakın, önceki gün AB işsizlik oranları açıklandı. Biliyorsunuz Euro bölgesinde enflasyon çok düşük, 0,5 (yarım) puan seviyelerinde. Mayıs ayında ABde işsizlik %10,3 oldu. Bu oran %10′un üzerinde seyrediyor uzun zamandır.
Ama burada asıl dikkati çekeceğim husus genç işsiz oranı. ABde 25 yaş altı işsizlik Mayısta %22,2 oldu. İspanyada %54, İtalyada %43, Portekizde yaklaşık %35 olmuş genç işsiz oranı. Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransadan sonra Avrupadaki 5. büyük işgücüne sahip Türkiyede ise AB ortalamasının çok altında %16,7 seviyesinde.
Bizim burada odaklanmamız gereken, öncelik vermemiz gereken kısım burası olmalı diye düşünüyorum. Ekonomiyi canlı tutmak, ihracata yönelik üretimi ve sağlıklı büyümeyi gerçekleştirmek.
İç talep kaynaklı büyüme yerine ihracata dayalı büyümeye geçtiğimizi, ihracatın ekonomiyi güçlü tutmanın en önemli aracı haline geldiğini ve ekonominin temel sürükleyicisi olduğunu hep söyledim. Bunun için Merkez Bankasının da bu doğrultuda piyasanın önünde, cesur adımlarla ihracatı destekleyici adımlar atması yönündeki beklentimizi sürdürdüğümüzü de ifade etmek istiyorum. Bu doğrultuda, enflasyonda yıl sonu hedeflerimizi yakalayacağımıza olan inancımı bir kez daha ifade ediyorum.
Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜFE yıllık 9,16, ÜFE ise 9,75 olarak gerçekleşti. Tahminlerimiz doğrultusunda enflasyonun Haziran ayı itibariyle düşüş trendine girdiğini görüyoruz. Konjonktüre bağlı jeopolitik gelişmelere rağmen bu trendin yakalanması çok önemlidir ve bu trend Temmuz ayında da ivme kazanarak sürecektir.
Enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını korumak üzere faiz aracının kullanılmasına yönelik çekincelerimizi hep söyledik. Sağlıklı büyüme ve istihdam hedefini merkeze koyarak politika üretmenin tek çıkar yol olduğunu hep dile getirdik.
Dün, ABD Merkez Bankası Başkanı Yellen: faiz politikası, finansal istikrara değil istihdama odaklanmalıdır, ekonomik dinamizme odaklanmalıdır dedi. ABD merkez bankası Başkanı, finansal istikrarı, faiz oranlarıyla düzenlemeye çalışmanın hem enflasyonda ve hem de istihdamda kötü etki yaratabileceğini açıklıkla ifade etti. Bu açıklama temelde bizim hep söylediğimiz faiz silahının hem ekonomide durgunlaşma hem de maliyet enflasyonu ortaya çıkarma riski taşıdığı söylemiyle birebir örtüşüyor.
Enflasyonun taleple ilgili kısmını düzenlemek için faiz dışındaki araçlar var ve bunları halihazırda Hükümet olarak kullandık ve kullanıyoruz. Kredi kartlarında ve kredilerde yapılan düzenlemeler, bankalarımızın kredi portföyünün tüketimden üretim ve ihracata doğru yönlendirilmesine yönelik tedbirleri aldık. Bireysel emeklilik sistemi vasıtasıyla tasarrufların arttırılması da bu kapsamda çok etkili oldu.
Yani ekonomi için kullanılacak kaynak birikiminin önünü açarak da tedbir alınabiliyor talep kısmında da. Bunu Hükümet olarak çok başarılı olarak da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.
Enflasyonu istihdamın, üretimin önüne koyduğumuz zaman ortaya ciddi sorunlar çıkabilir. Bakın, önceki gün AB işsizlik oranları açıklandı. Biliyorsunuz Euro bölgesinde enflasyon çok düşük, 0,5 (yarım) puan seviyelerinde. Mayıs ayında ABde işsizlik %10,3 oldu. Bu oran %10′un üzerinde seyrediyor uzun zamandır.
Ama burada asıl dikkati çekeceğim husus genç işsiz oranı. ABde 25 yaş altı işsizlik Mayısta %22,2 oldu. İspanyada %54, İtalyada %43, Portekizde yaklaşık %35 olmuş genç işsiz oranı. Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransadan sonra Avrupadaki 5. büyük işgücüne sahip Türkiyede ise AB ortalamasının çok altında %16,7 seviyesinde.
Bizim burada odaklanmamız gereken, öncelik vermemiz gereken kısım burası olmalı diye düşünüyorum. Ekonomiyi canlı tutmak, ihracata yönelik üretimi ve sağlıklı büyümeyi gerçekleştirmek.
İç talep kaynaklı büyüme yerine ihracata dayalı büyümeye geçtiğimizi, ihracatın ekonomiyi güçlü tutmanın en önemli aracı haline geldiğini ve ekonominin temel sürükleyicisi olduğunu hep söyledim. Bunun için Merkez Bankasının da bu doğrultuda piyasanın önünde, cesur adımlarla ihracatı destekleyici adımlar atması yönündeki beklentimizi sürdürdüğümüzü de ifade etmek istiyorum. Bu doğrultuda, enflasyonda yıl sonu hedeflerimizi yakalayacağımıza olan inancımı bir kez daha ifade ediyorum.