Maazallah kur ayarlamaları kur cinsinden vade- faiz farkları derken oyunu bozacak bir girişim herkesi üzebilir. Doların dayanılmaz cazibesi hala tepemizde sallanırken, Cuma gecesi gerçekleşen pek çok hammadde alımları, ve döviz mevduat hareketleri , bir yatırımcının dediği gibi ‘’pandemiye rağmen çok iyi geçen 2021 yılının tüm kazancını bir gecede boca ediverdi’’ . Bir başka üretici ise yılsonları bizlerin toplu alım yapıp stoklarımızı tamamladığımız dönemdir. Önemli miktarda alınan hammadde ve tedarik malzemeleri yeni yıldaki üretimimizin de ana girdilerini oluşturur. Zaten istikrarsız olan ve neredeyse günlük değişkenlerden dolayı satışı durdurmayı düşündüğümüz bir zamanda, bu yüksek bazlı alımların ertesinde gerçekleşen yeni kurlardan sonra, ben hangi fiyattan malımı satacağım?  gerek içerde gerekse de dış pazarda Rekabet edilebilirliğimiz çok azaldı,. diye yakınıyor.

             Derken yılbaşı sonrası gerek Türkiye’de gerekse de dünya genelinde patlayan ve iki yılın en yüksek rakkamlarına ulaşan günlük koronovirüs sayıları, yeni Omikron mutasyonu, bu yılın pek rahat geçmeyeceğini gösteriyor. Yükselen doğalgaz, elektrik benzin fiyatları yaşam standartlarını ve ticari hayatı ciddi şekilde etkiliyor. Bundan sadece çalışanlar değil üretim ve imalat sanayi de fevkalede etkilenmiş durumda. 

 Tüm sektörler gibi süreçten en fazla etkilenen sektörlerin başında yayın sektörü gelmektedir. İthalata dayalı kağıt sektöründe son iki ay içinde kuşe ve diğer kağıtlarda eoru bazında %100’ün üzerinde zam yaşandı. Kargo-kurye hizmetlerinde bu zam % 300’leri buldu.  İki ay önce tonununu 8000 TL’ye aldığımız kuşe kağıt  şu anda 30 bin TL, buna rağmen kağıt bulmakta güçlük çekiliyor. Eğitim ve kültür kitaplarının fiyatlarını hesaplamak ayrı bir sorun, tüketicinin kitap okuma ve satınalma güçleri ayrı bir problem  olarak tüm toplumu tedirgin etmektedir. 

             Eğitim ve kültür hizmetleri anayasal bir haktır. Kağıt ise bunun ana hammaddesidir, Seka’nın özelleştirilmesinden sonra tümüyle ithalata dayalı hale gelen basılı kağıt sadece yayın sektörünü değil, çocuklarımızın geleceği olan eğitim sektörünü de derinden etkileyecektir.  Özellikle dargelirli kesimin satınalma güçleri bu hizmetleri karşılamaya yetmeyecektir. Kısa zamanda bu büyük tesisleri de gerçekleştiremeyeceğimize göre, devletin ithalata dayalı bir ürün olan kağıt üzerindeki kdv ile sair vergileri minimuma düşürüp eğitim ve kültür yaşamımızın felce uğramasını ivedi şekilde engelleyecek önlemleri devreye sokması gerekmektedir. Yine bir kamu hizmeti olan ve toplumun  haberleşme özgürlüğünü sağlayan ülkemizin köklü kuruluşu PTT ‘nin bu kültürel hizmetleri minimum ücretlerle gerçekleştirmesi gerekmektedir. Kamu hizmetleri mutlak kar amaçlı değil, toplumun  zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak amaca yönelik olmalıdır, Bu sosyal hukuk toplumlarında böyledir. Bu kurumların sürdürülebilirliği % 300 zamlarla değil, vatandaşın kendisine hizmet edilmesi amacıyla ödemiş olduğu vergi vb gelirlerle desteklenmelidir. Keza 2013 yılı Mayıs ayında TBMM'de kabul edilen tasarı ile Posta ve Telgraf Teşkilatı PTT Anonim Şirketi haline gelmiş ve  6 Şubat 2017 yılında yayımlanan kararname ile devlete ait bütün hisselerinin Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi sağlanmıştır.  Kurum da dağıtım işlerini şiirlerdeki postacı amcalarla değil özel taşeronlar kanalıyla gerçekleştirmekte ve  özel kargo şirketleriyle rekabet halinde fiyat ayarlamaları yapmaktadırlar. Sektörel yayıncılığın de en büyük kalemlerinden biri olan kağıt ve dağıtım giderlerindeki bu dengesizlik yayıncılık sektörünü tehdit eder hale gelmiştir. 

Saygılarımla 
Nesip Uzun