Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, faizlerin yatırımcının tercih ettiği seviyelerden uzak olduğunu söyledi.
Zeybekci, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini, öte yandan dünyanın da ekonomik anlamda 2008 yılında başlayan zor süreci hala atlatamadığını söyledi.
Amerikan ekonomisinin iyi bir görünüm sergilemesine rağmen, küresel ekonominin gidişatında sorun olması nedeniyle bu başarının sürdürülebilir olmadığına işaret eden Zeybekci, dünyanın problemi iyi tespit etmesi gerektiğini, bunun ardından çözümün kendiliğinden geleceğini vurguladı.
Türkiye'nin de 2008 krizinden etkilendiğini dile getiren Zeybekci, şunları kaydetti:
"Global krizden 'her ne kadar teğet geçti ve geçecek' desek de dünya ile entegre olan Türkiye'nin dünyadaki talebin daralmasıyla, dünyadaki ekonomik krizden etkilenmeyeceğini düşünmek de yanlış olur. Türkiye, 2008'den itibaren, 2009, 2010 sürecinde gerek milli gelirde, gerekse ihracatta bir noktada artık dönmeye başladı. 150 milyar dolar civarındaki ihracat, yaklaşık olarak da 450 milyar dolar civarındaki dış ticaret hacmini, o kırılımı bir türlü yakalayamadı, yaşayamadı. Bunun birinci etkisi pazarlarımızdaki daralma. Diğeri yapısal problem, Türkiye aşırı bağımlı. Türkiye teknoloji, bilgi üreten, tasarımı yapan, tüketim alışkanlıklarını belirleyen, enerji ve ham madde kaynaklarını kontrol eden, tüketim ve dağıtım kanallarıyla ilgili hakimiyeti olan, finansı da kontrol eden bir ülke değil."
Bu alandan çıkmak için Türkiye'nin kendi finansını üretebilmesi gerektiğini bildiren Zeybekci, yüzde 6, 7, 8 büyüme oranları yakalanmasının tasarruf oranlarının düşük olması nedeniyle cari açıkla mümkün olabileceğine, bunun da küçülmeye yol açacağına dikkati çekti. Zeybekci, Türkiye'nin bu kısır döngüden kullanmadığı ve kullanamadığı zenginlikleri üretime, katma değere dönüştürerek çıkabileceğini, böylece sürdürülebilir bir cari açıkla büyümeyi başarabileceğini söyledi. Zeybekci, "Türkiye, bugüne kadar bunu fasoncu bir ülke olarak başardı. Hakikaten inanılmaz bir başarıdır bu. 3 bin 500 dolardan 10 bin dolara gelen Türkiye, bunu her şeyiyle başkalarına ait olan bir ekonomi dairesi içinde, fasoncu bir üretim anlayışıyla bu başarıyı sağladı. Bundan sonra ilerleyebilmemiz için Türkiye, bilgiyi, teknolojiyi üretmek, tüketim alışkanlıklarını belirlemek zorunda." diye konuştu.
Türkiye'nin 10, 15 ve 20 yıllık hedefleri için bulunduğu kabuktan çıkmak zorunda olduğunu vurgulayan Zeybekci, özel sektörün bu dönüşümü yapabilecek kadar güçlü olduğunu söyledi. Devletin ekonominin aktörü olmasıyla hiçbir yere gidilemeyeceğini belirten Zeybekci, altyapı yatırımlarını ise devletin yapabileceğini dile getirdi. Kalıcı bir anlayış değişikliğine gidildiğinde başarılı olunabileceğinin altını çizen Zeybekci, "Direnme devam edecek belki bir süre. Beklenti içinde olduğumuz özel sektörün, reel sektörün bunu yapmakla ilgili endişe ve korkuları, bu dönüşüme direnmesi olacak. Ortamı ona hazırlayıp, ortamı ona terk ederek, ona özgürlüğü verecek kamunun da direnci... İki direncin bir arada olduğu ve doğum sancılarının olduğu bir dönem. Bunu aşmak zorundayız. Bunun ikinci bir formülü yok." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun kamunun destek ve teşvikiyle özel sektör eliyle yapılacağını, formülün tespitinin ardından sorun kalmayacağını ifade eden Zeybekci, "Sıkıntılı olacak, zor olacak ama mutlak ve mutlak yapacağız." dedi.