Dünyanın En Önemli Mobilya Sektör Etkinliklerinden Imm Cologne 2012 Yapıldı

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

Dünyanın En Önemli Mobilya Sektör Etkinliklerinden Imm Cologne 2012 Yapıldı

08-03-2012
Dünyanın En Önemli Mobilya Sektör Etkinliklerinden Imm Cologne 2012 Yapıldı
Türk mobilya sektörünün uluslararası yüzü olan ve 2012'de 20. yılını kutlayacak olan EKİN Yayın Grubu, 8. kez katıldığı Imm Cologne fuarındaki standı aracılığıyla dergilerini uluslararası alıcılarla buluşturan ve Türk mobilya sektörünü bu platformda temsil eden tek Türk yayın kuruluşu olarak bu fuarda da katılımcı ve ziyaretçilemizi yanlız bırakmadı.
DÜNYA PAZARLARINDAKİ DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ
Dünya ticaretinin ekseni giderek doğuya doğu kayar ve bu anlamda mobilya pazarlarının da niteliği hızla evrim geçirirken, bunca yıldır katılımcısı olduğumuz önemli Avrupa fuarlarında sektörün nabzını tutan bir yayın grubu olarak, bizler de global anlamdaki köklü değişimin ve bu değişimin fuarlara yansımasının birebir tanığı olmaktayız. İşte bu yıl katıldığımız Köln Mobilya Fuarı da bu anlamda dünya mobilya endüstrisinin yeni bileşimlerinin ipuçlarını taşımaktaydı.
Hiç kuşkusuz Köln Mobilya Fuarı, dünya mobilya ticaretinin önemli platformlarından biridir. Tasarımın başkenti Milano, yeni dünyanın gözbebeği High Point gibi önemli kavşak noktalarından biri olan ve belki de ticari özelliği açısından diğerlerinden ayrılan bu fuar, özellikle son 10 yıl içerisinde yaşanan krizler ve eksen kaymalarının en net gözlenebildiği etkinliklerin başında yer aldı.

"TREND"den "TRADE"e DOĞRU GELİŞEN ÇİZGİ
Tasarımın ve trendlerin merkezi sayılan Milano fuarı karşısında en büyük kozu dünya pazarlarının birer aynası olması şeklinde ifade edilen Imm Cologne'un geçirdiği aşamaları birer birer gözde geçirerek, sektörün nerelere doğru evrildiğini anlamak mümkün. Bundan 10 yıl öncesine kadar İtalya karşısında da aynı kulvarda elini güçlendirmeye çalışan, bu doğrultuda da Uzak Doğu mobilyacılarını fuarına sokmamaya kararlı gözüken, Türk mobilyacılarına yer göstermekte zorluk çıkartan Köln fuarının yöneticileri, zaman içerisinde artan baskı karşısında politikalarını da değiştirmeye başlamış ve bu anlamda katı tutumunu esnetmişti. Bunun arkasında, global değişime ayak uydurmanın zorunluluğu kadar ticari bir kuruluş olan fuarların yaşaması gerekliliği ve elbette bu doğrultuda kime yapılırsa yapılsın "satışın esas olduğu" gerçeği de vardı.

KÖLN KENTİNDE ÖNCE TÜRKİYE, SONRA ASYA ÜLKELERİ, ŞİMDİ DE DOĞU AVRUPA.'NIN YÜKSELEN TRENDİ
Bu doğrultuda, öncelikle müthiş bir sıçrama gösteren, kalite standartlarını ve tasarım çizgisini yükseltmekte olan ve dışa açılan Türk mobilya sektörünün önemli oyuncularını daha fazla uzak tutamayan fuar, çok içlerine sinmese de belli başlı salonlarını onlara açmak zorunda kalmış, Türkiye'den gelen katılımcı ve ziyaretçiler fuarın ticari özelliğine farklı bir kimlik kazandırmaya başlamışlardı.
Zaman içerisinde sadece İtalyanların değil, önemli Avrupa ülkeleri mobilyacıları hatta belli Alman markalarının piyasalarda yaşanan sıkıntıların krize dönüşmesiyle birlikte kendilerini geri çekmeye başlaması, fuar alanlarını değerlendirmek zorunda kalan Koelmesse yöneticilerinin yeni arayışlara girmesine neden oldu. Bu süreçte, önceleri sadece fuardan neredeyse ayrı bir konumda bulanan 1. holde tutmaya özen gösterdikleri Asya'lı mobilya imalatçılarının giderek diğer salonlara girmelerine izmin vermeye başladılar. Önceleri oldukça yavaş olan bu konuşlandırma, hem Asya firmalarının ticarette kendini bir çığ gibi hissetiren ağırlığı, hem de özellikle Singapur vb. kimi Güney Doğu Asya ülkelerinin tasarım odaklı çalışmalarının sonucunda giderek hızlandı ve 2008 krizi ile birlikte daha önceleri hayal bile edemedikleri salonların merkezinde önemli metrekareler elde etmelerine yol açtı. Dünya mobilya endüstrisinin değişen yüzü ile birlikte, Köln mobilya fuarı da kabuk değiştiriyor ve önceleri bellirli ülkelerin ürünlerinden başkasını sergilemeyen salonlar giderek renkleniyor, otantik tasarımlarının yanısıra kullandıkları malzemeler ile de farklılaşan "yeni" bir dünyanın "yeni" mobilyaları bu önemli fuar merkezinde görücüye çıkıyordu.

"IMM"YE KARŞI "IMOB"
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türk mobilya endüstrisi de -her ne kadar kimi altyapı sorunları yaşansa da- artık kendi fuarını oluşturmuş, güçlendirmiş ve dünya fuarcılığında oldukça iddialı bir yere gelmeyi baş hedefi olarak belirlemişti. Her iki fuarın tarihlerinin yakınlığı, önemli Türk mobilya markalarının önceliklerini "uluslararası ziyaretçiyi İstanbul'a çekmek" biçiminde belirlemelerine ve kaynaklarını Köln'dense İstanbul'a harcamak gibi bir politika izlemelerine neden olmuş ve böylece yavaş yavaş Türk mobilyacılarının Imm Cologne gibi çok önemli bir global fuardan çekilmeye başlamalarına yol açmıştı. Bu politikanın geldiği son nokta, 2012 yılındaki fuar oldu ve birkaç yatak ve sandalye firmasının dışında bilinen hiçbir Türk mobilya markası Köln fuarına katılmadı. (Katılımcılar ADAŞ, BÜRO ART, DOĞUŞ SEHPA, DOLMENLER, EKİN YAYIN GRUBU, POL-YA, SİESTA, VETTORE ve YATSAN...)
Elbette, bir ülkenin mobilya sektörü, kendi ülkesini dünya mobilya ticaretinin merkezi haline getirmek ve buna bağlı olarak da fuarını güçlendirmek isteyecektir. Ancak IMOB ile IMM'nin ziyaretçi profili hiçbir zaman aynı değildir, olması da eşyanın tabiatına aykırıdır. Eğer Türk mobilyacısı markalaşma faaliyetlerini uluslararası platformlara taşımak ve global çapta bir oyuncu olmak istiyorsa, başka yerlerde ulaşamayacağı uluslararası ziyaretçi kitlesini yakalayabilmek ve çok farklı yeni pazarlara açılabilmek adına kendini kanıtlamış önemli Avrupa fuarlarından uzak kalması da çok doğru olmasa gerek. Hele her uluslararası fuardan çıkışınız, daha sonra oralara geri dönüşünüzü, en azından istediğiniz yerleri bulmanızı zorlaştırıyorsa..

2012'nin DEĞİŞEN KATILIMCI PROFİLİ
Yaşam hiçbir konuda boşluk tanımıyor. Nasıl daha önce fuardan çekilenlerin yerini Uzak Doğu'lular doldurmuşsa, Türklerin boşalttıkları yer de Doğu Avrupa ve kimi eski SSCB ülkeleri tarafından hızla doldurulmuştu. 2012 Imm Cologne fuarında hiçbir yıl olmadığı ölçüde farklı ülke pavyonlarının yer alması da bunun bir sonucudur. Bunların nerelerden geldikleri, Köln Mobilya Fuarı'nın yeni yüzü hakkında bir fikir verebilir. İlk kez Türkler kadar katılım gösteren YUNANİSTAN, Türkiye'den fazla katılımcısı olan Hırvatistan ve Bosna Hersek, uzun yıllar sonra hem de geniş bir pavyonla fuarda yer alan ESTONYA, rekor bir katılımcı sayısına ulaşan POLONYA, ana bulvara kadar çıkabilmiş bir FİLİPİNLER, bugüne kadar ki en geniş katılımı gerçekleştiren ROMANYA, kırktan fazla firmayla gövde gösterisi yapan HİNDİSTAN,en güçlü katılımlarından birini gerçekleştiren ENDONEZYA ve elbette seksen civarındaki katılımcısıyla Çin ile birlikte sayıları giderek artan diğer Güneydoğu Asya ülkeleri... Bir diğer not olarak da, büyük oranda daralan iç pazarlarının sıkıntısını daha etkili bir biçimde hissetmeye başladıkları için hızla yeni pazar arayışlarına giren kimi Avrupa ülkelerinin değişen tutumlarından bahsetmeliyiz. Bu anlamda Köln'e bir geri dönüş üreci yaşandı. Çok geniş sayıda Alman firmasının fuara tekrar ilgi göstermelerini, İspanyolların sayısındaki artışı ve bu fuara katılmama konusunda ısrarlı bir politika izleyen İtalyan firmalarının rekor sayıdaki katılımlarını bu çerçevede değerlendirmek mümkün.
Tüm bu çarpıcı değişim örnekleri, 2012 Imm Cologne fuarının katılımcı profilinin yeni yüzü kadar, dünya mobilya pazarlarının evrimini de yansıtmaktaydı bu yılki fuara. Aktarılması gereken bir diğer not da, geçen yıl düzenlenen LivingKitchen fuarının başarısını, dönüşümlü olarak planlanan ve bu yıl ilk kez görücüye çıkan Living Interiors'un tekrarlayamadığıdır. Başlangıçta iki hol olarak planlanan ancak sonra teke düşürülmesine karşın "İç Dekorasyon" firmalarının ürünlerine aynılan bu salonun ne yazık ki önemli bir bölümü boş kalmış, beklentileri karşılıyamamış ve bu anlamda bir hayal kırıklığı yaratmıştı.
Bu yılki fuar izlenimlerimiz içerisinde, sadece Türkiye'den gelenlerin değil, genel ziyaretçi sayısının da çok yüksek olmadığı doğrultusunda. Bunun ne kadarının "az ama öz" ziyaretçiden kaynaklandığını, ne kadarının ise katılımcıların satışlarına ve fuarın başarısına olumsuz olarak yansıyacağını da zaman gösterecek.

2012 YILI SONUÇ RAPORUNDAN ...
2012 yılı fuar istatistiklerine bakıldığında, 54 ülkeden 1.157 firma ve markanın ürünlerinin sergilendiği fuarı, bir hatfa boyunca, halka açık son iki günü de dahil olmak üzere 118 farklı ülkeden 115.000 ziyaretçinin gezdiği görülüyor. İlk beş günün istatistiklerinde, profesyonel ziyaretçilerin %40'ının yabancılardan oluşuyor olması, herşeye karşın bu fuarın ne kadar uluslararası bir niteliğe sahip olduğu konusunda bir fikir veriyor.
LivingInteriors'un yanısıra "Pure Village" ve "Das Haus" gibi etkinliklerin damga vurduğu 2011 fuarında sergilenen trendlere göz atıldığında ise doğal ahşap ve kaplama ürünlerden oluşan mobilyaların ön plana çıktığı, küçük mekanlara uygun minimalist tasarımların giderek ağırlık kazandığı, Led aydınlatma ve duvar ünitelerinin giderek daha popüler bir hale geldiğini vurgulayabiliriz.
yazar

E-bülten için e-posta bırak