İş hayatının pek çok zorlukları vardır. Bazen bunalır ve üstesinden gelemeyeceğimiz durumlar yaşarız.  O anlarda uğruna yıllarınızı verdiğiniz hayalleriniz sizi boğar, korkularınız rüyalarınıza girer, Ancak bizleri ayakta tutan dinamikler ve sahip olduğumuz sorumluluklar, en zor şartlarda dahi sahip olduğumuz değerlerimizi korumamızı da sağlayan en önemli unsurlardır. İşimiz, ailemiz, hepimiz için çok önemlidir. Dünyada olsun ülkemizde olsun, son yıllarda yaşanan ekonomik sorunlar, politik istikrarsızlıklar, savaşlar, insanlık trajedileri, kadın cinayetleri, çocuk istismarlıkları ve gelecek kaygıları gibi sıkıntılar vicdanlı herkesi mutsuz etse de, yine de bizleri güçlü kılan pek çok şey var yaşamımızda.

Bir çok şeyden sadeleşerek, nesneleri hayatımızın önemli dinamikleri olmaktan çıkarıp, yaşamı kendimize ve çevremize anlamlı kılan ilişkilere dönüştürüp var ederek bunların üstesinden gelebiliriz.  Çünkü zaman parmaklarımızın arasından  akıp giderken, çok şeyleri ıskaladığımızı, ailemizi, çocuklarımızı, arkadaş ve dostlarımızı ihmal ettiğimizi, onlara zaman ayıramadığımızı bilsek de öteleyebiliyoruz. Çünkü sevdiklerimiz affedicidir, her zaman ulaşabileceğimizi düşündüğümüz ve bu yüzdende ilk sırada ihmale uğrayan varlıklarımızdır.

Her sonbaharda yapraklar sararır ve gelecek yıllara yenilenmek üzere dökülür. Sonra uzun bir kış dinlencesi boyunca kendini yeniler ve ilkbaharda yemyeşil yapraklarıyla meyveye durur. Onların yenilenişi insanoğlunda da bahar coşkusu yaratır, ancak aynı yenilenmeyi kendimizde gerçekleştiremeyiz, dışımızdaki olgularla kendimizi var ederiz.  Oysa ardımızda bıraktığımız koca yıllar labirent misali devrilirken, başarı, kariyer, edinilmiş servet ve statülerin hiç birinin ıskaladığımız şeyler kadar önemli unsurlar olmadığını görür, ama bir türlü de ders çıkaramadığımız bir döngüde yaşamaya devam ederiz.

Saygılarımla

Nesip Uzun