Nuri Baylar firmasına geliş öykünüzü kısaca anlatır mısınız

Aslında benim sektöre ilk girişim 2000 yılında yine Nuri Bey ile olmuştu. İki yıl kadar satış mühendisi olarak görev almıştım. Daha sonra 2002 yılında gene sektörün içinde ama farklı bir yolda yürümek için yuvadan ayrıldım. Ahşap sektöründe yapıştırıcılarla ilgili o dönem bir Amerikan firması olan National Adhesivee geçtim. Firmanın Türkiyede Organik Kimya ile bir ortaklığı vardı. Her iki firmadan da pek çok şey öğrendim. Daha sonra 2009 firmasında Nationalı Henkel satın alınca ben de o bünyeye katılmış oldum ve ahşap endüstrisi yapıştırıcıları sorumluluğum devam etti.

Bu süre içerisinde BAYLAR firmasıyla bağlantımı hiç kopartmadım. Hem aynı sektörde faaliyet gösterdiğim için müşterilerimiz aynı idi, hem de iş dışında da Nuri Bey ile görüşmeye devam ediyorduk. Çok kısa bir süre önce kendisi ile tekrar yollarımız kesişti ve ben de yuvaya geri döndüm diyebilirim.

BAYLAR Makine köklü makine firmalarımızdan Bunca yıllık mazisi içerisinde sektöre yaptığı katkıları ortada olan, bünyesinden firmalar çıkarmış güçlü bir kuruluş. Tekrar birlikte çalışacak olmanızı nasıl değerendiriyorsunuz

Herşeyden once şunu söylemeliyim ki, bir ağaç işleme endüstrisi mühendisi olarak bu sektöre BAYLAR Makine ile başlamış olmamın bana katkısı çok büyük olmuştur. 2000 2002 yılları arasında sektörün tüm dinamiklerini, müşterilerin beklentilerini, neyi nasıl sunmam gerektiğini hep Nuri Beyden öğrenmiştim. Zaten sonraki dönemde öğrendiğim herşeyi bu sağlam temellerin üzerine koyarak gittim. Şimdi de birlikte güzel bir sinerji oluşturacak ve burada ekip olarak birlikte çok güzel şeyler yapacağız.

Hedeflerinizden bahseder misiniz

Herşeyden once müşterilerimizin ve temsil ettiğimiz firmaların BAYLAR Makine ile ilgili beklentilere karşı sunmuş olduğumuz hizmetleri daha da öteye götürmek istiyoruz. Nuri Beyin çok önemli, yepyeni planları var. Biraz da sizi merakta bırakmak istiyoruz. Zaman içerisinde birer birer uygulamaya sokacağız. 2015 yılı içerisinde Mobilya Dekorasyon Dergisinin her bir sayısında ayrı bir sürprizle karşılaşacağınızı söyleyebilirim. Bizi izlemeye devam edin diyebiliriz.BAYLAR Makinenin satışlarının zorlu bir yıl olan 2014ün ilk döneminde bile bir önceki döneme gore %20 oranında arttığını görüyoruz. Aslında makine sektörü çok zor, çok rekabetçi bir sektör. BAYLAR Makine bu zorlukları nasıl aşıyorBAYLAR Makinenin bence iki çok önemli temel prensibi var. Birincisi müşteriye sadece onun ihtiyacı olan ve beklentilerini karşılayacak makineleri önermek İkincisi ise teknik servise verdiği önem. Yani siz bir makineyi sattıktan sonra da onun arkasında değiyseniz, aslında onun kapasitesi, yapacakları, fiyatı filan çok önemli olmuyor. Çünkü satmış olduğnuz makinalar teknik servise, yedek parçaya ihtiyaç duyan ürünlerdir. Bu yüzden satış sonrasının önemi çok büyük. Bence bu da BAYLAR MAKİNEnin en büyük avantajlarından..

Sektörde son 10 12 yılda önemli değişimler yaşandı. Globalleşen dünyada mesafeler kısaldı, dengeler değişti. Bu açıdan baktığınızda Türkiye pazarını ve makine sektörünün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz

Türkiyenin diğer ülkelerden çok farklı bir özelliği, bir avantajı var aslında. Bugün Avrupalı firmalara baktığımızda, bunlar kendi bölgelerinde pazar paylarını, cirolarını kaybetmeden o pazarda sabit kalabildikleri, kan kaybetmedikleri sürece kendilerini başarılı olarak addediyorlar. Çünkü Avrupada gerek nüfus anlamında gerekse iş hacimleri anlamında bir düşüş yaşanıyor.

Oysa Türkiyeye baktığımızda çok genç bir nüfus ve yapacak çok şey olduğunu görüyoruz. Bugün Türkiyede hala iki haneli rakamlarla büyümekte olan pazarlar var. Bu Türkiyedeki tedarikçiler açısından cok büyük bir avantaj. Bu durum aynı zamanda Avrupalı firmaların da dikkatini çekiyor ve gözlerini buralara dikmelerine neden oluyor.

Bunun yanısıra, Türkiyenin bir başka özelliği daha var. Biz, Orta Doğu, Afrika ülkeleri ile Avrupa ülkeleri arasında bir köprü vazifesi görüyoruz. Avrupalı firmalar Türkiyedeki kontakları sayesinde aşağılara inebiliyorlar. Çünkü bizim iş yapış şeklimiz, insanlarla olan ilişkilerimiz Avrupalılardan çok farklı, Biz aslında her iki tarafa da uyum sağlayabiliyoruz. Avrupalıların çalışma biçimini kendimize adapte edip, kendi iş yapış şeklimizi Ortadoğu ve Afrikadaki firmalara bu bilgimizi, tecrübemizi, ürün portföyümüzü aktarabiliyoruz. Bu önemli bir avantaj. Batılı firmalar, doğulu firmalar, hepsi bugün Türkiyedeki önemli fuarlara gelip, önemli bağlantılar yapabiliyorlar.

Şunu söylemek isterim: 2002 2002 yıllarında yine BAYLAR Makinede çalışırken açıkçası sektörün böylesi bir konuma gelebileceğini düşünemezdim, çünkü pazarı şimdiki kadar tanımıyordum. Ama şu an söyleyebilirim ki, Türkiyedeki mobilya ve ahşap endüstrileri yerinde saymıyor, büyümeye devam ediyor, yeni yatırımlar yapılıyor

Aslında mobilya ve ahşap endüstrisi derken bir evin, bir binanın tamamını kastediyorum. Bizim yakın coğrafyamızı düşünecek olursak, oralarda okulları, hastaneleri, devlet daireleri, oturulacak konutları ile sıfırdan kurulacak ülkeler, şehirler olduğunu görürüz. İşte tüm bu ülkelerdeki ahşap ve mobilya ilgili her türlü ihtiyacı karşılayacak olanlar Türkiyedeki firmalardır. Gerek üretim, gerek know how, gerek tecrübe, gerekse de kapasitelerimiz o ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde. İşte bu herkese güven veriyor. Bu nedenle de ben, ahşap ve mobilya sektörünü ileride çok güzel günlerin beklediğine inanıyorum.