Avrupanın En Büyük Yönetim Kongresi Olan 24üncü Kalite Kongresi, İş Dünyasının Önde Gelen Temsilcilerinin Katılımıyla Başladı
18-11-2015
Avrupanın en büyük yönetim kongresi ünvanına sahip olan KalDer Kalite Kongresi,mükemmelliği sürdürmek teması altında iş, sanat ve medya dünyasından çok sayıda davetlinin katılımıyla İstanbul Kongre Merkezinde bugün başladı.
Kongre açılış ve ana oturumuna TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran - Symes, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve EFQM Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Wendt katıldı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise etkinlikte Video mesajıyla yer alarak, KalDerin 25. yılını kutladı. Bu yıl ki teması Mükemmelliği Sürdürmek olan kongrede 90ı aşkın konuşmacı yer alacak, pek çok marka temsilcisi 2 gün boyunca kalite yolculuğundaki deneyimlerini paylaşacak. Türkiye Mükemmellik Ödül Töreni ise kongre sonunda gerçekleşecek.
24üncü Kalite Kongresinin seçimler ve G20 gibi yoğun siyasi bir Gündem esnasında gerçekleştiğini ifade eden KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, açılış konuşmasına Pariste yaşanan terör saldırısını değerlendirerek başladı. Dünyanın gündem başlıklarına artık küresel terörün de eklendiğini ve bundan kaygı duyduklarını ifade eden A. Hamdi Doğan, Öncelikle tüm terör kurbanları ve mağdurları için üzüntülerimizi sunuyoruz. Terörü şiddetle kınıyoruz. Yaşama, insana saygısı olmayan her düşünce yok olmaya mahkumdur. Kalite Kongremizin yönetim kalitesinde önemli etkiler yaratacağını, bunun küresel rekabete olumlu yansıyacağını ve nihai hedef olarak düşünce kalitesine ulaşmada bir ışık tutmasını temenni ediyorum dedi.
MÜKEMMELLİK Moda DEĞİL, YAŞAM TARZIDIR
Mükemmellik modelinin bir moda değil, kişi ve kuruluşların içselleştirdiği bir yaşam tarzı olduğuna dikkat çeken A. Hamdi Doğan, Günü yakalamadan gelecekte olamayız. Gelecekte var olmak için ise bugüne değil, yarına bakmak zorundayız. KalDer çeyrek asırdır bu özlemin yaşama geçirilmesi konusunda bize çatı ve rehber oldu. Pek çok kuruluşumuz öne çıkarak en iyi örnekleri oluşturdular. Bugün özel sektörde, üniversitelerimiz, belediyelerimiz, STKlarda başarılı uygulamalarımız var. Onlarla gurur duyuyoruz. TBMM idari birimi ile başlattığımız mükemmellik yolculuğu bir ilk olarak yürüttüğümüz en önemli kamu projelerinden biridir. Gerçekleştirdiğimiz tüm kongrelerimizde bu güzel örnekleri paylaştık. Yeni hayallerin, amaçların peşine düştük. Bunların memnuniyet verici sonuçlarını görmekten gururluyuz diye konuştu.
Avrupa Kalite Yönetim Vakfı Yönetim Kurulu (EFQM) Başkanı Andreas Wendt ise mükemmelliğin yaygınlaştırılmasında Türkiyenin en başarılı ülkeler arasında olduğuna işaret etti. Özellikle otomotiv, sağlık, eğitim ve kamu sektörlerinde Türkiyenin iddialı olduğunu öne süren Andreas Wendt, KalDer, Avrupada bu işi yapan en iyi kurumlardan biri. 25. yılını kutluyor, başarının devamını diliyorum. En son 2000 yılında katıldığım kalite kongresi son derece başarılı geçmişti. Aynı tabloyu şuan burada da görüyor, yaratacağı etkinin faydalı olacağını düşünüyorum diye konuştu.
BÜLENT ECZACIBAŞI: BU MODEL İLE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK
KalDer ile TÜSİAD Başkanı olduğu dönemde, 1992 yılında tanıştığını ifade eden Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ise yaptığı konuşmada, EFQM Modelinin şirketler üzerindeki etkisine değindi. Eczacıbaşı, KalDer İş Mükemmelliği Modeli ile vizyon ve başarma azmini iş hayatımıza yansıtmanın aracı oldu. Kuruluşlarımızda başlattığımız dönüşüm çabalarına yol gösterdi. Model ortak bir dil yarattı ve bu dili kullanarak mükemmellik arayışını kültürlerimize işledik. Bir resmin bütününü görmenin ne kadar önemli olduğunu model sayesinde öğrendik dedi. Eczacıbaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü:İş Mükemmelliği Modelinin öğrettiği en değerli yaklaşımlardan birisinin de modelin yarısı olarak kurgulanan sonuçları önemsemek ve ölçmek. 25 yıl sonra bugünlerde iyice farkediyoruz ki, doğal kaynaklarımızı, sonuçlarını hiç hesaplamadan, tüketmişiz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ölçüsüzce kirletmişiz. Eğer kasım ayının sonunda yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesinde, dünyadaki karbon salınımını, sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutacak şekilde sınırlayamazsak, yaşadığımız felaketlerin büyüyerek devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Dünyamızı yaşanabilir bir yer haline getirebilmek için iş dünyasının girişim gücünden nasıl yararlanabilirizFaaliyetlerimizin toplum ve özellikle doğa için yarattığı sonuçları nasıl etkin bir şekilde ölçülebilir hale getirebiliriz İş dünyasında kalite kavramı etrafında yarattığımız sahiplenmeyi, sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için nasıl sağlayabiliriz Günümüzün can yakıcı sorularının bunlar olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç odaklı olmak, sonuçları ölçmek, iş mükemmeliği modelinin bizlere kazandırdığı önemli değerlerden sadece birisi.
Kongre açılış ve ana oturumuna TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran - Symes, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve EFQM Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Wendt katıldı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise etkinlikte Video mesajıyla yer alarak, KalDerin 25. yılını kutladı. Bu yıl ki teması Mükemmelliği Sürdürmek olan kongrede 90ı aşkın konuşmacı yer alacak, pek çok marka temsilcisi 2 gün boyunca kalite yolculuğundaki deneyimlerini paylaşacak. Türkiye Mükemmellik Ödül Töreni ise kongre sonunda gerçekleşecek.
24üncü Kalite Kongresinin seçimler ve G20 gibi yoğun siyasi bir Gündem esnasında gerçekleştiğini ifade eden KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, açılış konuşmasına Pariste yaşanan terör saldırısını değerlendirerek başladı. Dünyanın gündem başlıklarına artık küresel terörün de eklendiğini ve bundan kaygı duyduklarını ifade eden A. Hamdi Doğan, Öncelikle tüm terör kurbanları ve mağdurları için üzüntülerimizi sunuyoruz. Terörü şiddetle kınıyoruz. Yaşama, insana saygısı olmayan her düşünce yok olmaya mahkumdur. Kalite Kongremizin yönetim kalitesinde önemli etkiler yaratacağını, bunun küresel rekabete olumlu yansıyacağını ve nihai hedef olarak düşünce kalitesine ulaşmada bir ışık tutmasını temenni ediyorum dedi.
MÜKEMMELLİK Moda DEĞİL, YAŞAM TARZIDIR
Mükemmellik modelinin bir moda değil, kişi ve kuruluşların içselleştirdiği bir yaşam tarzı olduğuna dikkat çeken A. Hamdi Doğan, Günü yakalamadan gelecekte olamayız. Gelecekte var olmak için ise bugüne değil, yarına bakmak zorundayız. KalDer çeyrek asırdır bu özlemin yaşama geçirilmesi konusunda bize çatı ve rehber oldu. Pek çok kuruluşumuz öne çıkarak en iyi örnekleri oluşturdular. Bugün özel sektörde, üniversitelerimiz, belediyelerimiz, STKlarda başarılı uygulamalarımız var. Onlarla gurur duyuyoruz. TBMM idari birimi ile başlattığımız mükemmellik yolculuğu bir ilk olarak yürüttüğümüz en önemli kamu projelerinden biridir. Gerçekleştirdiğimiz tüm kongrelerimizde bu güzel örnekleri paylaştık. Yeni hayallerin, amaçların peşine düştük. Bunların memnuniyet verici sonuçlarını görmekten gururluyuz diye konuştu.
Avrupa Kalite Yönetim Vakfı Yönetim Kurulu (EFQM) Başkanı Andreas Wendt ise mükemmelliğin yaygınlaştırılmasında Türkiyenin en başarılı ülkeler arasında olduğuna işaret etti. Özellikle otomotiv, sağlık, eğitim ve kamu sektörlerinde Türkiyenin iddialı olduğunu öne süren Andreas Wendt, KalDer, Avrupada bu işi yapan en iyi kurumlardan biri. 25. yılını kutluyor, başarının devamını diliyorum. En son 2000 yılında katıldığım kalite kongresi son derece başarılı geçmişti. Aynı tabloyu şuan burada da görüyor, yaratacağı etkinin faydalı olacağını düşünüyorum diye konuştu.
BÜLENT ECZACIBAŞI: BU MODEL İLE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK
KalDer ile TÜSİAD Başkanı olduğu dönemde, 1992 yılında tanıştığını ifade eden Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ise yaptığı konuşmada, EFQM Modelinin şirketler üzerindeki etkisine değindi. Eczacıbaşı, KalDer İş Mükemmelliği Modeli ile vizyon ve başarma azmini iş hayatımıza yansıtmanın aracı oldu. Kuruluşlarımızda başlattığımız dönüşüm çabalarına yol gösterdi. Model ortak bir dil yarattı ve bu dili kullanarak mükemmellik arayışını kültürlerimize işledik. Bir resmin bütününü görmenin ne kadar önemli olduğunu model sayesinde öğrendik dedi. Eczacıbaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü:İş Mükemmelliği Modelinin öğrettiği en değerli yaklaşımlardan birisinin de modelin yarısı olarak kurgulanan sonuçları önemsemek ve ölçmek. 25 yıl sonra bugünlerde iyice farkediyoruz ki, doğal kaynaklarımızı, sonuçlarını hiç hesaplamadan, tüketmişiz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ölçüsüzce kirletmişiz. Eğer kasım ayının sonunda yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesinde, dünyadaki karbon salınımını, sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutacak şekilde sınırlayamazsak, yaşadığımız felaketlerin büyüyerek devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Dünyamızı yaşanabilir bir yer haline getirebilmek için iş dünyasının girişim gücünden nasıl yararlanabilirizFaaliyetlerimizin toplum ve özellikle doğa için yarattığı sonuçları nasıl etkin bir şekilde ölçülebilir hale getirebiliriz İş dünyasında kalite kavramı etrafında yarattığımız sahiplenmeyi, sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için nasıl sağlayabiliriz Günümüzün can yakıcı sorularının bunlar olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç odaklı olmak, sonuçları ölçmek, iş mükemmeliği modelinin bizlere kazandırdığı önemli değerlerden sadece birisi.