AB Yeşil Mutabakat ve dünyadaki uygulamaları: Türkiye’de yapılacak farkındalık çalışmaları

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

AB Yeşil Mutabakat ve dünyadaki uygulamaları: Türkiye’de yapılacak farkındalık çalışmaları

14-03-2023
AB Yeşil Mutabakat ve dünyadaki uygulamaları: Türkiye’de yapılacak farkındalık çalışmaları
Nesip Uzun / Mobilya dergisi genel yayın koordinatörüBu çalışmamızda ele alacağımız yeşil mutabakat Avrupa ve Amerika ile kanada da uygulamaya konulan ekolojik ve yeşil mutabakat yasaları çerçevesinde üreticileri olduğu kadar tüketicileri de ilgilendiren farkındalıkları paylaşmayı hedeflemektedir.

 

Konu ile ilgili olarak Türkiyede pek çok sektörde yeşil mutabakat bilgilendirme çalıştayları ve seminerleri düzenlenerek ilgili sektörler oda dernek ve stk’lar tarafından bilgilendiriliyor. Bunun en sonuncusu da Konuyla çok yakından ilgili olan Plastik sektöründe Plastik sanayicileri derneği  tarafından 27 Ocak 2023 AB YEŞİL MUTABAKATI SANAYİ STRATEJİLERİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ  gerçekleşti .   Burada AB Yeşil Mutabakatı, Türkiye'nin Uyum Süreci ve AB'de Plastik Sektöründe Uygulamalar ile Mutabakatın sektör özelinde neler getireceğine dair  bilgilendirmeler yapıldı.

Başta Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişiklikler olmak üzere, uluslararası ekonomi ve ticarette ortaya konan yeşil dönüşüm hedefleri, tüm dünyayı ilgilendiren  ve her kesin sahip çıkması gereken hedeflere işaret etmektedir. Bu farkındalıklar sonucunda tüketici   tükettiği ürünün hikayesini talep edecek, ve ürünün üretim sürecinde doğaya zarar verip vermediği, zararlı kimyasallar içerip içermediği,  sertifikalı ormanlardan kendisine ulaşıp ulaşmadığı, insan haklarına uygun sendikalı ve yasal süreçlerden geçip kendisine ulaştığını sorgulayacaktır. Üretimin bu standartlarda yapılmasını hedeflemektedir.

Bu çalıştayın hedeflerinden biri Mobiboya’da gerçekleşen yatırımlar ve su bazlı boyalar ile ilgili farkındalık yaratmak kadar, bir AB projesi olan bu yatırımın üzerinde kümelendiği düşünce yapısını ve üretim felsefesini de anlatabilmektir.

Bu itibarla, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilişkili bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirilmesi hedefi ile de başta özel sektörümüz olmak üzere eylem planında yer verilen hedef ve eylemlerin gerçekleştirilmesinden sorumlu olan aktörlerin Burada boya vernik üreticilerinin ve özellikle AB  ve Amerika Kanada gibi ülkelere ihracat yapacak firmalara   bu  çalıştay ve seminerler ile farkındalık düzeyinin artırılması hedeflenmektedir. .  Pek çok sektörde olduğu gibi Mobilya üretiminde de başta formaldehit emisyonu olmak üzere burada da işleyeceğimiz, boya kimyasalları üst yüzey işlemlerinde kullanılan boya ve verniklerin yeşil mutabakata uyumluluğu gibi konular çalıştayımızın ana konusunu oluşturuyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulanacak Ulusal karbon fiyatlandırma mekanizmasının uygulanmasının sektörler üzerinde yaratacağı ilave maliyetlere ve ekonomiye etkilerine yönelik çalışmalar ile sektörün yeşil dönüşümünün yaratacağı ilave maliyetlerin desteklenmesine yönelik  çalışmalara şimdiden başlamak gerekiyor. Çünkü yeşil dönüşüm söylemlerden öte Ar-ge, finansal yatırım, bilgi, farkındalık, sosyal sorumluluk gibi pek çok ögeyi de içinde barındıran ve  süreçe yayılması gereken bir konudur. Bununla ilgili gerek AB’nin gerekse Amerika ve diğer gelişmiş sanayi ülkelerinin uygulamaya başlangıç hedefleri vardır.  Örneğin Kanada, bu uygulamalara şimdiden başlamış durumda. 

 7 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren ve "Kanada Çevre Koruma Kanunu” çerçevesinde hazırlanmış olan  Kompozit Ağaç Ürünleri Yönetmeliğinden Kaynaklanan Formaldehit Emisyonları-CANFER" "Formaldehyde Emissions from Composite Wood Products Regulations-CANFER”    " adlı düzenlemeye göre belirlenmiş limitleri aşan miktarda "formaldehyde” adlı kimyasal madde salınımına neden olan ve gerekli test ve sertifikasyon işlemleri yapılmamış olan "kompozit ahşap ürünler”in Kanada'da satışının, satış taahhüdünde bulunulmasının ve ithalatının yasaklandığı belirtilmektedir.

Kanada hükümeti tarafından yapılan açıklamada "CANFER”in uyumlaştırılması ve uluslararası rekabet açısından olumsuz bir duruma sebebiyet vermemesi bakımından, ABD'nin Zehirli Maddeler Kontrol Yasası "Toxic Substances Control Act, Title VI (TSCA Title VI)” adlı düzenlemesi ile mümkün mertebe uyumlu biçimde tasarlandığı ifade edilmiştir.

Söz konusu düzenleme kapsamına "marangoz, mobilya ve vitrin” malzemesi olarak iç dekorasyonda kullanılan "kompozit ahşap ürünler” ile "sert ahşap kontrplaklar (hardwood plywood-HWPW), orta yoğunluklu suntalar (medium-density fibreboard-MDF), ince MDF ürünler, yongalevhalar (particleboard) ve laminat ürünler” dahil edildiği bildirilmektedir.

 Bu ay Türkiye’nin Ottawa Ticaret Müşavirliği'nden alınan ilgili  Yazının detaylarını , (https://www.canada.ca/en/health-canada/services/chemical-substances/chemicals-management-plan/initiatives/guidance-document-formaldehyde-emissions-composite-wood-products-regulations.html ). Linkinden inceleyebilirsiniz.

AB Yeşil Mutabakatı - Karbon Ayakizi Nedir?

Avrupa Yeşil Mutabakatı (Karbon Ayakizi), Avrupa'yı 2050'de iklimi nötr hale getirmeyi amaçlayan Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen bir dizi politika girişimidir. AB'nin 2030 yılı için sera gazı emisyonunu azaltma hedefini 1990 yılı seviyelerine kıyasla en az %50'ye ve %55'e çıkarmak için etki değerlendirmeli bir plan da sunulacak. Planın oluşturulmasını zorlayan nedenler, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, ozon tabakasının incelmesi, su kirliliği, kentsel stres, atık üretimi ve daha fazlası gibi çevresel sorunlara dayanmaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı; temiz, döngüsel bir ekonomiye geçerek ve iklim değişikliğini durdurarak, biyolojik çeşitlilik kaybını geri döndürerek ve kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmayı amaçlıyor. İhtiyaç duyulan yatırımları ve mevcut finansman araçlarını özetlemekte ve adil, kapsayıcı bir geçişin nasıl sağlanacağını açıklamaktadır.

Sürdürülebilir bir dünya için küresel çapta çabaların tüm paydaşlar tarafından her düzeyde artırılması ihtiyacı, 2020 yılında COVID-19 salgınının yarattığı sosyal ve ekonomik güçlüklerin yansımaları ile daha da pekişmiştir. Bunun neticesinde, COVID-19 krizi sonrası toparlanma döneminde, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonominin inşası uluslararası toplumun öncelikli gündemi haline gelmiştir. Bu süreçte, insan kaynaklı sera gazı salımlarını sınırlandırmaya ve azaltmaya yönelik çabaların yanı sıra; iklim değişikliğinin, ekonomi, uluslararası ticaret, sağlık, göç, güvenlik gibi diğer küresel sorunlarla bağlantılı olarak ele alınması kaçınılmaz hale gelmiştir.

 Ekonomik büyümeyi iklim gündemini göz önünde tutarak gerçekleştirmek ve yatırımcılar ile işletmelerin küresel ısınmayı sınırlandıran bir senaryo ile uyumlu faaliyet göstermelerini teşvik etmek için küresel düzeyde ilave reformlara duyulan ihtiyaç, iklim değişikliği ile mücadeleyi uluslararası ekonomi ve ticaret politikalarının merkezine taşımıştır. Nitekim, Avrupa Birliği (AB), 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyarken; aynı zamanda sanayisinin dönüşümünü gerektiren yeni bir büyüme stratejisi benimseyeceğini ve tüm politikalarını iklim değişikliği ekseninde yeniden şekillendireceğini açıklamıştır. Bu kapsamda başta Almanya olmak üzere 2030 yılında otomobilllerde fosil yakıt yerine elektrkli , hibrit vb araçlara dönüşümü teşvik ettiği devlet olarak önemli destek kredileriyle bu süreci başlattığını biliyoruz. Şüphesiz Avrupa kıtasının enerjide dışa bağımlı olmasının da bu kararlarda önemli rolü vardır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki ilgili eylemler, enerji, ulaşım, sanayi, finans, inşaat, tarım dahil AB ekonomisini yeniden şekillendirecek ve her geçen yıl ivme kazanacak bir dönüşümün temellerini teşkil etmektedir.

Bu çerçevede, 2020 yılında Güney Kore, Japonya ve Çin gibi uluslararası ticaretin önde gelen diğer aktörlerinin de ekonomilerinin yeşil dönüşümüne yönelik hedeflerini açıklamaya başladıkları

görülmektedir. Bunun yanı sıra, İsveç, Norveç, Kanada, Şili, Güney Afrika gibi ülkeler de net sıfır emisyon hedeflerini beyan eden ülkeler arasında yer almıştır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın, hem aday ülke statüsü hem Gümrük Birliği ortağı olarak Türkiye’nin AB’ye ticari entegrasyonu üzerinde önemli etkileri olması kaçınılmazdır

Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümü; kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümenin tesis edilmesinin yanı sıra, ülkemizin AB başta olmak üzere, üçüncü ülkelere ihracatında rekabetçiliğinin korunması ve güçlendirilmesi için elzem görülmektedir. Bu alanda atılacak adımlar aynı zamanda ülkemizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun geliştirilmesi ve uluslararası yatırımlardan alacağı payın artırılması bakımından da önem teşkil etmektedir

Bu doğrultuda, 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında da iklim değişikliğine yönelik tedbirler yer almaktadır. Yeni Ekonomi Programının (2021-2023) “Büyüme” başlığı altında yer alan politika tedbirleri arasında sürdürülebilir büyüme ve katma değerli ürünlerin üretim ve ihracatına odaklanma yer almaktadır.  “Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamında AB’ye ihracatımızda Avrupa Yeşil Mutabakatı’na adaptasyon sağlanması amacıyla kamu, özel sektör, STK’lar ve üniversiteleri koordine ederek, AB ile diyalog içerisinde gerekli çalışmaların ve hazırlıkların yapılacağı” ifade edilmektedir.

 Avrupa Yeşil Mutabakatı ile öngörülen kapsamlı değişikliklere, Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamında sağlanan bütünleşmeyi koruyacak ve daha da ileriye taşıyacak şekilde uyum sağlamasını teminen, Eylem Planında, (1) sınırda karbon düzenlemeleri, (2) yeşil ve döngüsel bir ekonomi, (3) yeşil finansman, (4) temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, (5) sürdürülebilir tarım, (6) sürdürülebilir akıllı ulaşım, (7) iklim değişikliği ile mücadele, (8) diplomasi ve (9) Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla hayata geçirilecek eylemlere yer verilmiştir

Döngüsel ekonomi, bir yandan malzeme ve kaynakların kullanımları sonrasında ürün döngüsüne geri kazandırılması yoluyla ürünün değerinin korunduğu, diğer yandan atık miktarının asgari seviyede tutulduğu bir ekonomik yaklaşımın benimsenmesini gerektirmektedir. Ürünlerin üretimi, kullanılması ve atılması süreçlerini kapsayan doğrusal ekonomi modeline dayanan ve yaygın olarak kullanılan üretim/tüketim yapısı yerini, dünyada giderek atığın geri dönüştürülerek yeniden değerlendirildiği, kaynak verimliliğinin temin edildiği ve hammadde maliyetinin azaltıldığı, sürdürülebilir ve yenilikçilik temelli döngüsel ekonomi sistemine bırakmaktadır.

Kaynakların verimli kullanımını hedef alan döngüsel ekonomi, Yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, kamu otoriteleri, ekonomik operatörler, tüketiciler, vatandaşlar ve STK’ların yakın işbirliği içinde yürütülecek daha temiz ve daha rekabetçi bir sanayinin tesis edilebilmesi için gelecek odaklı ve kapsamlı hedefler ortaya konulmasını gerektirmektedir. 

Bu gün Önemli bir yatırım ve yeşil mutabakat prensipleri doğrultusunda gerçekleştirilen Mobiboya,su bazlı yüzey boyama ve laklama hatları Özellikle katma değerli ürünler üreterek  Avrupaya ihracat  yapan firmalarımız için çok değerli bir yatırımdır. Bu yatırımın boyutları yerel olmaktan daha geniş bir kapasiteyi de aşarak   önemli bir teknolojik yatırıma dönüşmüştür.

ülkemiz sanayisinin yeşil dönüşümünün geliştirilmesi bakımından, Yeşil OSB’ler ve Yeşil Endüstri Bölgeleri endüstriyel simbiyozun sağlanması ve yeşil rekabetçiliğin artırılması için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu çerçevede, Yeşil OSB’lerin ve Yeşil Endüstri Bölgelerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaların tamamlanması amaçlanmaktadır.

Bununla birlikte, yeşil bir ekonomi için önem arz eden zararlı kimyasalların kullanımının sınırlanması amacıyla AB’nin kimyasallar mevzuatındaki değişikliklerin takibi ve uyum çalışmalarının sürdürülmesi hedeflenmektedir.  Nitekim, AB’de çevresel olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin belirlenerek sermayenin sürdürülebilir yatırımlara yönlendirilmesini, sürdürülebilir yatırımların artırılmasını ve Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerinin yerine getirilmesini desteklemeyi amaçlayan 2020/852 (AB) sayılı Taksonomi Tüzüğü 12 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Dünya çapında, yatırımcılar arasında yeşil ve sürdürülebilir finansmana olan ilginin hızla artması ile politikacılar tarafından da bunun sahiplendiği ve  bu alandaki girişimlerin  desteklendiği görülmektedir. Yakın gelecekte parti programına Yeşil dönüşümü koymayan partiler kitleler nezdinde de itibar kaybına uğrayacaklar gibi görünüyor. 

Öte yandan, yeşil dönüşümün sağlanmasında finansmanın önemi, AB tarafından açıklanan kapsamlı finansman imkânları doğrultusunda da açık bir şekilde görülmektedir. AB’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ortaya koyduğu hedeflere ulaşmak için Avrupa Yeşil Mutabakatı Yatırım Planı kapsamında önümüzdeki 10 yıl için en az 1 trilyon Avro’yu yeşil dönüşüm, Adil Geçiş Mekanizması kapsamında ise 2021-2027 dönemi için en az 100 milyar Avro’yu gerek ekonomik gerekse de sosyal açıdan en çok etkilenecek kesimlerin desteklenmesi amacıyla kullanacağı açıklanmıştır. Buna ek olarak, Avrupa Birliği Yatırım programı,  Invest EU Programı, Ufuk Avrupa Programı, LIFE Programı, Dijital Avrupa Programı ile İstihdam ve Sosyal Yenilik Programı gibi Birlik Programları ile Yeşil Mutabakat hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik projelerin desteklenmesi öngörülmektedir.

2 Şubat 2023 Farkındalık Arttırma Çalıştayı- Kayseri

yazar

Nesip Uzun-editor yazısı

E-bülten için e-posta bırak