Sınırımızın hemen yanı başında bir hayalet misali teröre kutsanmış, ölümden ve öldürmekten zevk alan Ortadoğu zebanisi bir karanlık örgüt türedi. Suruç, Ankara katliamları derken ülkemiz adım adım bir kaosun içine doğru sürüklendi. Seçim kazanmanın toplumsal barıştan, sosyal adaletten, hukuktan daha fazla kutsandığı bir noktaya geldik.

Oysa ne güzel hayallerimiz vardı, bölgenin yükselen yıldızıydık, ekonomi tıkırındaydı. Küçük ve orta sanayi hızla kabuk değiştiriyordu. Herkes ihracatın tadını almıştı. Pek çok ülkeye ihracat yapan, hemen her sektörde markalar yaratmaya başlayan firmaları, yüzlerce ülkeye doğrudan sefer yapan havayolu ile bölgenin lojistik hava transfer ülkesi haline gelen bir Türkiye vardı.

İşadamlarımız her toplantıda 2023 hedefleri için 500 milyar dolar ihracat rakamları öngörüyordu.Siz buna ister stratejisiz derinlik, ister leyleği havada görmek deyin, çok değil, bir yılda hepsi altüst oldu. Ortadoğu gibi tehlikeli bir bölgede yaşadığımızı unutup, dünyanın en önemli enerji kaynakları üzerinde yüz yıllardır süren emperyalist pazar savaşlarını gözardı ederek bodoslamasına bostana dalmanın sonuçları bunlar ve bizler onun yeni ayırdına varabiliyoruz.

Ülke bir yandan her gün gencecik insanların asker, polis, sivil, yaşlı, çocuk demeden ölüm haberleriyle yanarken, öte yandan ekonomide yaşanan daralma ve belirsizlikler bugün siyasal istikrara her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu gösteriyor bize. Daha çok geç kalmadan meclisin çatısı altındaki siyasal partiler, temsilciler acilen biraraya gelerek bu kaosa, kardeş kavgasının ülkeyi daha büyük felaketlere sürüklemesine Dur demeliler. Geliyorum diyen bir iç savaşta atılan naralar, bir ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

İnsanoğlu için en hayırlı olan şeyin barış olduğunu unutmamak kaydıyla kalbimiz ve vicdanımızla düşünmek zorundayız. Barış dolu günler dilerim.

Saygılarımla

Nesip Uzun