Günümüzde ise modern toplumlar verimlilik endekslerini çok farklı biçimlerde, farklı faktörlerle belirliyor. Zaten, ülkeler genelinde artık kapalı ekonomilerin birer birer terk edildiği bir çağda yaşıyoruz. En kapalı ekonomilerin bile dış dünya ile pek çok bağlantısı var artık ve çok bilinmeyenli finansal denklemler belirleyici oluyor.

2013 - 2014 yılları hem dünyada hem de bölgemizde pek çok karışıklıkların, çatışmaların, savaşların yaşandığı bir dönem oldu. Bir yandan doğrudan sıcak savaşlar yaşanırken, silahlı çatışmalara dönüşmeyen yerlerde ise derin kur savaşları sürüyor.

Görünen o ki, 2015 yılında da bu durum sürecek ve geri kalmış toplumlarda siahlı çakışmaların yol açtığı insan kayıpları, sanayi ülkelerinde ise güç odaklarının finansal kur savaşlarıyla sürecek bu küresel paylaşım mücadelesi. Giderek acımasızlaşan bu savaşta her zamanki gibi telef olan yine yoksul halk tabakaları oluyor. Ya cephede, ya da mülteci kamplarında ölen bu insanlar geleceğe pek de umutlu bakamıyorlar elbette.

Ülkemiz ise her iki savaş biçimini de bire bir yaşadı. Ekonomik gelişme, refah, demokratik dönüşümler gibi hedefleri önüne koyan Türkiyenin önünde 2015 yılı bir sırat köprüsü gibi duruyor. Toplumun büyük çoğunluğunun beklentileri de bu yönde iken, dileriz düşler bir başka bahara ertelenmez.

2015 yılı, ülkemizde demokrasinin daha da yeşerdiği, refahın adil dağıtıldığı, adaletin herkes için eşit olarak paylaşıldığı bir yıl olsun. Tarlalara bereket, sanayiye üretim getirsin. İhracatın, kazançların bol, savaşların ve felaketlerin son bulduğu bir yıl olsun.

Saygılarımla

Nesip Uzun