2013 Yılına Bakış ve Beklentiler
14-01-2014
Abartı ekonomisi, yüksek beklentiler, altyapısız böbürlenmelerle girdiğimiz 2013 yılında, Aralık ayının esen fırtınaları içinde herbirimiz ayarımızca dersimizi aldık. Para ekonomisi, ölçekleme bilmeden elimize geçen üç kuruş sermayeyi önemli bir güç sanıp, hayaller kurduk. Az gittik, uz gittik, dere tepe dolaşamadan vardığımız noktaya geldik.
Üç yıl içinde yakın pazarlarda meydana gelen değişkenler bu alanlar üzerinde beklentisi olan Türk küçük ve orta sermaye gruplarını kendi sarmallarında tıkadı. Yüzlerce küçük, onlarca orta boy girişimcinin aynı hedefe yönelirken yarattığı güçlü anaforda kısa zamanda negatif unsurlar üstüste gelince hazırlıksız yakalanan küçük sermaye girişimcisi, rekabet adına üstüste hatalar yapmaya başladı, Türk usülü ticareti uluslararası pazara da yansıtarak kendi ayağına kurşunu sıkmış oldu.Hayatında ilk kez ihracat yapan firmalar dış pazarda açık hesap çalışmak gibi uluslararası ticarette görülmeyen bir sistemle ağırlıklı olarak yine Türk firmalarına zarar vererek Ortadoğu, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetleri ile Kuzey Afrika ülkelerinde bu çalışma tarzını yaygınlaştırıyorlar.Ciddi bir sermaye birikimi olmayan, daha çok tedarikçilerinin gücüyle bu pazarlarda rol kapmaya çalışan bu basiretsiz ve örgörüsüz işletmeler 2012 2013 yılı içerisinde gerek kur hareketlerindeki değişkenler, gerekse de sermayesinin geri dönüşünü sağlayamaması nedeniyle ilk etkileri iç pazarda başlamak üzere çöküşün yolları örüldü.Uluslararası ticaretin kurallarını hiçe sayan akreditif kullanmayan bu yaklaşım, 2013te ciddi sonuçlar yarattı. Bunda şüphesiz denetim mekanizmasının yetersiz olması da rol oynamıştır.Çin gibi %95i ihracat ağırlıklı çalışan bir ekonomide bile açık hesap yokken Türk işletmelerinin bu cesareti ekonomik öngörülerle izah edilemez.2013ün bu son günlerinde iç dinamiklerde meydana gelen fırtınalar 2014ün rotasını çok etkileyecektir. Yerel seçimlere üç ay kala ortaya çıkan bu durum, o süre içerisinde belki de Türkiyenin yeni taşlarını da döşeyecektir. Yolun nereye çıkacağını ise kimse bilmiyor. Yarım kalmış projeler, 30 yıllık bir iç savaşın ertesinde umutla beklenen barış ve demokratikleşme süreci, AB ilişkileri, anayasa değişikliği gibi dağ ötesi çözüm bekleyen işler 2014ün sırtına yıkılmış durumda ve zavallı 2014 şimdiden yaşlanmış görüntüsüyle benden uzak durun, bu kadar yükü ben nasıl kaldırayım dercesine dertli görünüyor.2013 öyle ya da böyle enseyi kurtardı, bakalım 2014 ne halt yiyecek Gelen gideni aratır derler lafı tam da günümüzü anlatmıyor mu Kim 2014ün yerinde olmak ister kiSaygılarımlaNesip Uzun