2012’nin Hüznü ve Beklentilerimiz...
Hani yıllar çabuk geçer derler ya... Bu 2012 sanki 52 hafta, 12 ay, 365 gün, 8.760 saat değil de, ikiye bölünmüş ve yarısından sonra diğer yarısını 2013’e satmış gibi çok hızlı geçti...
Her yıl bir önceki yılı aratan beklentiler belki gerçekleşirler umuduyla 2013 yılına ötelendiler... Ama bunun bir gerçek olmadığını da biliyoruz hepimiz. Yıllardan beklediklerimiz aslında umutlarımız değil mi Kiminin ekonomik, kiminin duygusal ve yaşamsal beklentileri var gelecekten...
Oysa şartlar dünyanın hiçbir yerinde eskisi gibi değil !.. Dünya nüfusu
7 milyara dayandı. Doğayı ve çevreyi acımasızca öldürüyor, yaşanabilir kaynakları hızla tüketiyoruz.
Dünyanın dört bir yanında milyarlarca imalathane, fabrika, hergün acımasız bir rekabet sarmalında dünyanın kaynaklarını tüketiyor... Tarımsal mahsul insan ihtiyacını karşılayamaz hale geldi... Hormonlu ve Gdo’lu ürünler nedeniyle oluşan çok yönlü kirlilik kanser hastalıklarını sıradan hale getirdi.
Bir yandan çok hızlı gelişen dijital teknoloji dünyası, öte yandan yok olan doğal yaşam, insanın yabancılaşması ve bunların yarattığı egemenlik savaşları, bölgesel çatışmalar gelecek hayallerimizi karartıyor.
Ama yine de “Güneşli günler göreceğiz çocuklar” dizelerine gönderme yapıp, içimizdeki umudu karartmayacağız. Yeni yetişen genç kuşak bizlerden daha fazla sosyal sorumluluk yüklenecektir. Başka şansımız yok. En büyük umudumuz da onlar..
Hepinize huzurlu ve mutlu, sağlık içinde geçecek bir yıl diliyorum.
Saygılarımla
Nesip Uzun