Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna, Umurunda mı dünya -Orhan Veli -
24-09-2014
İç acıması bilir misiniz ? İçiniz sıkışır, göğsünüz daralır. Soluk almak eziyete dönüşür. Dışarı çıkar yoğun oksijen alırsınız. Ağustos ayında İstanbul?un nemli havası içinize dolar. Çaresizsiniz. Klimanın karşınıza geçer ve geçici bir ferahlıkla kendinize gelir, derin bir ?Ohh !? çekersiniz. Düşünceler kafanızda dolanır durur.
Bu sıcakta bombalar yağıyor kentlerine Gazzenin. Küçücük bebeler, kulakları sağır eden bomba sesleriyle bodrumlara, yeraltı tünellerine kaçıyorlar. Kirletilmiş insanlığın öfkesi beri yanda Şengale oturmuş. Kelle avcıları biltekmil ülkelerden bir festivale gelir gibi, bir düğün alayına katılırcasına savaş baltalarını kuşanmış, insan avına çıkmışlar.
Şengalin dağları aynı anda hiç bu kadar insan görmedi. El ayak kan kesmiş, küçücük çıplak ayakları yürümekten kangren olmuş, yürekleri korku içerisinde 21. yüzyılın yeni bir soykırımına tanık oluyorlar. Aynı ülkenin ve toprakların çocukları devşirilmiş bir öfkeyle yanıbaşımızda Türkmenleri, Ezidi Kürtleri öbür dünyanın cenneti adına bu dünyayı kana boyayarak katlediyorlar.
Ortadoğu kan gölü... Ellerinde en modern silahlarla tarihin az gördüğü acımasız Ortaçağ zulmü, Musulda, Şengalde, Kobanede sergileniyor. İnsanlık çığlığı Şengalin dağlarında yankılanıyor. Ölenlerin çoğu aynı inancın insanları. Kalanları da binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan kadim bölge halkları olan Türkmenler, Ezidi Kürtler, Hıristiyan azınlıklar
Türkiye - Suriye, Türkiye Irak ilişkileri Amerikanın İran ambargosundan sonra Türkiye sanayisinin ihracat ve yeni pazarlar arayışında belirleyici hale gelmişti. Öteden beri varolan bölgesel düzeydeki mayınlı alanlarda katır sırtında yapılan kaçak ticaret, ölçeklenebilir bir ihracat ithalat ilişkisine dönüşmüş ve iki düzeyde de önemli ticari ve diplomatik ilişkiler geliştirilmişti. Öyle ki, Suriye ile ticaret hacmi 2010 yılında üç milyar dolar, Irak ile 13 milyar dolar gibi, tarihin en yüksek noktalarına ulaşmıştı. Bugün ticaret can çekişiyor, geriye yıkılmış harap bir ülke ve harap bir ekonomi ile ülkelerinden can havliyle kaçan 4 milyon insan manazarası var. Kazanan tek taraf ise petrol alanlarını yeniden paylaşan dev tröstler ve silah sanayii.
Evet, hepimizin içi daraldı. Ekranda kanlı ayaklarını bezle saran yaşlı bir kadın resmi geçiyor. Bir süre ayakkabı almamayı düşündüm dersem ironi olur.
Manzara bu
Hepinize iyi fuarlar !...
Saygılarımla
Nesip Uzun