Her birinin hikayesi gerçekte Türk sanayisinin de hikayesidir. Bu nedenle bu çalışmalar sadece Mobilya dergisi okurlarını aydınlatmak, onlara geçmişin izlerini taşımakla kalmıyor, bu sektörün gelişim tarihini gelecek kuşaklara, kütüphanelere , ve arşivlere de taşıyarak araştırmacılara da önemli bir kaynak işlevini görecektir.  Tüyap Fuarcılık, değişik segmentlerdeki Türk fuarcılık sektörünün  bugünlere gelmesinde gerek fuarcılık sektörüne gerekse de bu kanalla büyüyen Türk sanayisine büyük emekleri olan bir isim. Tüyap Fuarcılıkla özleşen bir isim olan Bülent Ünal ise sadece fuarcılık tecrübeleriyle değil, entelektüel birikimi ve hemen her sektörde biriktirmiş olduğu donanımıyla, hobileriyle, uluslararası tecrübeleriyle  tam bir duayen. Bu nedenle Bülent Ünal’ın hikayesi oldukça önem taşıyor.

1-Önce Bülent Ünal’ı tanıyalım, Bülent Ünal kimdir? kısa bir öz geçmiş ve fuarcılığa nasıl başladık sorusuyla başlayalım.

2-Tüyap Fuarcılık Nasıl Kuruldu? İlk fuarınız nerede,  hangi sektörde gerçekleşti? ve bugün Tüyap fuarcılık nerededir? Ne kadar insan istihdam ediyor,

3-Farklı sektörlerde fuar yapma düşüncesi nasıl ortaya çıktı ve hangi alanlarda bu düşünceniz hayata geçti. Bu dönemde Türkiye’de fuarcılık hangi noktadaydı. 

4- Avrupa ve dünyanın değişik bölgelerinde gerçekleşen fuarları takip ediyormuydunuz, Bugün 14 salona ulaşan Türkiye’nin en büyük fuar alanının oluşmasında bu fikirlerin etkisi oldu mu?

5- Sizce Tüyapta gerçekleşen en önemli fuarlar hangileri ve Türk sanayisine etkileri neler oldu?

27 Mart 2018

Mobilya Dergisi için

Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği Başkanı ve

Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

Bülent  ÜNAL tarafından   hazırlanmıştır.

Soru 1 – 2 :

1944 yılında doğmuşum.  Bugün itibari ile yaş 74. 52 yıldır durmaksızın çalışmanın keyfini yaşıyorum.  Üretken olabilmek farklı bir yaşam sevinci veriyor. İşletme ekonomisi eğitimi aldım.   1970’li yıllarda Türkiye için yeni sayılır konularda, üretim planlaması ve kontrolü, iş etüdleri, zaman etüdleri,  iş değerlendirme, stok kontrol konularında Eczacıbaşı gurubunda çalıştım. Az maaş ile çok şey öğrendiğimi söylemeliyim.  Çünkü o dönemde Türkiye için çok yeni olan bir reorganizasyon çalışması bugün için hatırlanmayan ve her biri ayrı bir değer olan Türk Sevk ve İdare Derneği üyeleri tarafından yapılıyordu. Onlar ile birlikte çalışmak gerçekten iş hayatıma çok şey kattı.  Arada serbest işler.

1975 yılında Türkiye’nin ilk Pazar araştırma kuruluşu PİAR’ı bir gurup arkadaşımla birlikte kurmam ve Alman Çalışma Bakanlığı için Almanya’da Türk işçilerine dönük yapacağımız araştırmalar o gün çok gelişmiş Alman Fuar endüstrisini tanımamızı sağladı.  Fuarcılık mesleği Türkiye’de çok sınırlı idi. Başta İzmir olmak üzere eğlence ile bütünleşmiş halk ile iç içe bir çaba. Sadece İstanbul’da değerli dost Doğan Hasol’un girişimi ile Yapı Endüstri Merkezinin iki yılda bir hazırlanan Yapı Fuarı ve bazı otel odalarında ve otel salonlarında hazırlanan küçük girişimler vardı.  Bir fuar endüstrisi kurabilir miydik? Çok emek verdik; bu günler 39. yılımız. Olmayan bir şeyi belirli konulara odaklanmış ihtisas fuarlarını ve Türkiye’nin yurt dışında tanıtımını nasıl gerçekleştirebilirdik?

İlk fuar denememiz İstanbul Ev Eşyaları Fuarı idi; sene 1981. Çok başarılı oldu.  Şimdiki adı Lütfü Kırdar Kongre Merkezi olan bina İstanbul Spor ve Sergi Sarayı idi. Yaz aylarında tribünlerini sökerek fuar uygulamalarına başladık. Sonra büyük bir macera,  1982 yılında Türk ihraç ürünlerini Çin Halk Cumhuriyeti’nde, o zamanki adı “Kızıl Çin” idi, tanıtmak amaçlı ilk yurt dışı çabamız. Pekin’de “Türk Sanayi ve Ticaret Sergisi”ni gerçekleştirdik.  Bu uzun ve ayrı bir hikaye. Bugün Tüyap 730 çalışanı ülkemizde İstanbul, Bursa, Konya, Adana, Samsun, Diyarbakır ve Erzurum’da Fuar Merkezleri, Makedonya, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, İran, Ürdün ve Mısırda kendi ofisleri olan, yurt içinde her yıl elliye yaklaşan konuda 100 civarı Fuar hazırlayan, ülke dışında en az on yurtdışı fuarda ülkemiz ürünlerini ilgilileri ile buluşturan bir yapıya ulaştı.

Soru 3 – 4 - 5 :

1980’li yıllar ülkemizin dışarı açılma yılları.  Ülkemiz üretimi belirli iş kollarında ihtisaslaşmaya başladı.   Bu gelişme beraberinde ihtiyaç duyulan makine, teçhizat ve hammaddelerin doğru şekilde sergilenmesi ve ilgilileri ile doğrudan buluşturulması ihtiyacını yarattı.  Bunlar genellikle dış kaynaklı ürünler idi. Ülkenin katı rejimleri değişmeye ve bir serbest pazar ekonomisine geçiş başladı. Sanayinin ihtiyacı olan malların başlangıçta İstanbul’da sergilenmesi fuar endüstrisinin önünü açmaya ve İstanbul’un bir fuar şehrine doğru gelişmesine imkan verdi.  Gümrük birliği anlaşması, korumacı vergi yasalarının yumuşatılması beraberinde Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ortaya çıkan Tüyap’ın büyük çabası ve örgütlenmesi ile çok sayıda yeni ülke İstanbul Fuarlarında buluşmaya başladı ve bu fuarların gelişmesine büyük bir ivme kattı.

Bugün hazırladığımız bir çok fuar kendi coğrafyamız  Avrasya’nın en büyüğü ve etkilisi. Başta ahşap endüstrisi olmak üzere, Ambalaj, Tıp, Plastik, Pencere, Cam,             Ev Tekstili, Tarım, Metal İşleme, Tekstil/Konfeksiyon, Savunma Sanayii ve diğerleri. Her biri bölgenin en etkili uygulamaları.  Avrupa Birliği içinde de ilk üçe giren, bazı yıllarda, Avrasya’nın en büyük etkinlikleri.

39 yıldır hazırladığımız fuarlar ülke ekonomisinin güçlenmesine ve ihracatın artmasına büyük bir ivme kattı.  Bugün 68.000 civarında ihracatçı firma var ise bunların büyük çoğunluğu doğru hazırlanan bu ticari fuarlarda ihracat ile tanıştı. Tüyap Fuarları ülkemizin önünü açan, yeni teknolojiler ile ülkemizin sanayicilerini çok kısa sürede tanıştırma imkanı yaratan bir çok iş kolunu hızla büyüten çok olumlu etkiler yaratmaya devam ediyor.

6. - Ahşap endüstrisi ülkemiz için çok önemli iş kollarından biri.  Gerek makine ihtiyacı ve gerek yan sanayiler ihtiyacı büyük ölçüde Tüyap Fuarlarında yüksek bir tatmine ulaşıyor.   101 ülkeden 75.000’e yakın ilgili bu fuarlarda bir araya geliyor ve büyük bir dinamizm yaşanıyor. Yenilikler bu çaba ile ilgililerine ulaştırılıyor.

Geçmişe dönüp baktığımızda kısıtlı zor imkanlar ile bir çok şeyi dayanışarak çözebildiğimizi görüyorum.  Tepebaşındaki Fuar Merkezimiz zamanının en büyüğü en ulaşılmazı idi. Büyük ahşap makinelerinin oraya yerleştirilmesi farklı bir hüner istiyordu ve bunu Tophanede konuşlanmış tamamı Roman vatandaşlarımızdan olan ekipler yapardı.  Makine taşırken ilginç komutları vardı. “Manya, vira, cenaze işi” gibi her bir komut makineye uygulanacak taşıma şekli ve yönlendirmeyi ifade ederdi. İyi ki onları yapmışız bugünleri daha iyi anlayabiliyoruz.

7. -  Tüyap olarak bir  sorumluluğumuz da ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesine katkıda bulunmak.  Yeni Fuar alanlarını değişik coğrafi bölgelerimizde faaliyete geçirerek o yörelerin zenginleşmesine, dünya ile entegrasyonuna imkan yaratmak.  2018 yılında Doğu Anadolu’da Erzurum’da “TÜYAP ERZURUM” bu düşüncenin bir sonucu olarak hayata geçiriliyor. İstanbul Amiral gemisi diyebileceğimiz bir konumda;  halen 120.000 m2 ile ülkemizin en büyük ve etkili fuar alanı. İçinde 630 odalı beş yıldızlı bir oteli ve otuzu aşkın 20 kişiden -  1.250 kişiye değişen, farklı büyüklüklerde toplantı salonları var ve İstanbul şehrinin ikinci büyük oteli. 2020 yılı hedefimiz 150.000 m2 ye çıkartmak.

Son söz olarak hakkını yemeden Türk Hava Yollarına da olan teşekkür borcumuzu dile getirmeliyim.  Fuarların gelişmesinde ulaşım ve nitelikli konaklamanın payı da çok büyük. THY bugün dünyada 300’den fazla şehirden hemen hemen her gün İstanbul’a sefer yapıyor ve bu çabası ülkemizin fuarcılık faaliyetlerinin gelişmesinde çok büyük bir itici güç oluyor.