I- SALONI Milano Mobilya Fuarı’nda Bu Yıl Yine Trendler Konuştu

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

I- SALONI Milano Mobilya Fuarı’nda Bu Yıl Yine Trendler Konuştu

10-05-2016
I- SALONI Milano Mobilya Fuarı’nda Bu Yıl Yine Trendler Konuştu
Bu yıl 12-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Milano da Rho-Pero fuar alanında gerçekleşen ve mobilya sektöründeki en etkili fuar sayılan I-SALONI fuarı yine yıla damgasını vurdu diyebiliriz.

TASARIMIN KALBİ MİLANO’DA ATTI

Mobilya segmentinde beş ana grupta kendi içinde de pek çok tasarım boyutuyla değerlendirilebilecek Saloni 2016 fuarı dünyanın ilgisi olan hemen herkesin  gelmek istediği bir fuardı. Öyle ki bu fuarda uçak biletleri aylar öncesinden alınır oteller rezerve edilir hatta ödemesi yapılırdı son anda sürprizler sonucu uçak ya da otelsiz kalmamak için. Bu tesadüf değil gerçekten de son anda sokakta ya da çok uzak bir İtalyan kentinden 2 saatlik bir tren yolculuğuyla Milano’ya gelmek zorunda kalabilirsiniz.

Ben bu yıl 3 gün Bergamo’da 3 gün de Milano’da kaldım. Önce İdea fuarına katıldım sonra da rahat bir tren yolculuğunu takiben I-SALONI’ye geldik. Biz önceden ayırttığımız Republikada Milano merkeze üç istasyon uzaklıktaki otelimize yerleştik ve aynı gün öğlene doğru I-SALONI’deydik. Türkiyeden gelen dostlarımızla Mepa Mobilya’nın genç yöneticisi Ozan Miktad ile fuara giriş yaptık. Bu yıl tek değildim.  Eşim Anya ile birlikte salonları paylaştık. Tasarıma olan düşkünlüğü nedeniyle modern mobilyalar ve dekorasyon, mutfak onun seçimiydi. Ben ise avantgard,  klasikler ve karışık bölümler ile 8 -14 ve 18. Hollerde bulunan Türk firmalarını ziyaret ettim. 

ZİYARETÇİLER 7 ÖNEMLİ FUARI BİRARADA GEZME OLANAĞINI BULDU

Bu yıl fuar, %30’u yabancı olmak üzere 2,407 katılımcı ve 650 35 yaş altındaki genç tasarımcıyı 270,000 m2’lik sir alanda ağırladı. Fuar boyunca %61’i yurtdışından gelen 372,151 ziyaretçi ürün ve hizmetleri yakından görme olanağını buldular.

Eş zamanlı olarak düzenlenen birbirinden önemli 7 fuar müthiş bir zenginlik sundular ziyaretçilerine. Salone Internazionale del Mobile mobilya fuarı, Eurocuccina mutfak fuarı, Euroluce aydınlatma fuarı, International Bathroom Exhibition banyo fuarı, Internationale Furniture Accessories Exhibition mobilya aksesuar fuarı, Salone Ufficio ofis mobilyaları fuarı ve Salone Satellite tasarım fuarı yerli yabancı herkese doyumsuz tasarımlar ve etkinlikler sundular.

TÜM KENTE YAYILMIŞ BİR TASARIM HAFTASI

Esas olarak Nisan ayında I-Saloni’nin düzenlendiği hafta, bütünüyle Milano Mobilya Haftası olarak anılıyor. Çünkü bir yandan Rho-Pero’da  7 fuar ve bu çerçevede düzenlenen paneller, basın toplantıları, diğer yandan ise aralarında Zona Tortona’da dahil olmak üzere şehrin tümüne yayılmış mobilya ve tasarım tasarım etkinleri tüm kenti bir mobilya festivaline çevirmiş durumda.

Kentin sokakları, caddeleri, meydanları birer tasarım sahnesine, forum alanına, atölyeleri, mağazaları, enstalasyonları, workshopları ile tam bir şenliğe dönüşmüş durumda.

MİLANO MOBİLYA FUARINDAKİ TÜRK KATILIMCILAR

Bu yıl Türkler oldukça iyi hazırlanmış ve en yeni ürünlerini buraya getirmişler. Çilek, Mobi Mobilya, Casa, Beko, Arçelik gibi Türk markaları ilgi  gören firmalarımızdı.  Tabi tasarım renkler trendler, fuara hangi gözle baktığınız çok önemli. Tecrit edilmiş sıradan yalnızlığa itilmiş alalede renkleri bir objeye ustaca giydirdiğinizde ona iki dokunuşla neler katıldığını, farklı materyellerden bir kombinasyonla neler yapılabildiğini burada görebilirsiniz.  Yok olmaya yüz tutmuş bir ağaç kütüğünü temizleyerek boşluklarını şeffaf veya renkli malzemelerle doldurup hayata sunmak, ahşaba ve onun türevi malzemelere yeniden dönmek ancak tasarımla mümkün. Hepsi tasarımın gerçek yurdunda, Rönesans’ın ülkesinde hak ettiği yerde şimdi.

İtalyanlar ona önem veriyor. “Biz Leonardo da Vinci’lerin, Michaelangelo’ların çocuklarıyız” diye bir kez daha buradan çıkış yapıyorlar ve evrensel dünyaya da “Emek harcayın, tasarlayın, sanatınızı katın, o zaman daha iyi satarsınız” diyorlar. Kopyalamalara da pek aldırış ettikleri yok çünkü arka planda yeni tasarımları gerçekleştirecek güçlü bir nesil hazırlamışlar. Sokaktakı insanların günlük yaşamına yansımış bu felsefe, ayakkabısından ceketine taktığı bir aksesuara kadar farklılık oluşturmak isteği sezilebiliyor. Firmaların tasarımlarında benzerlikler, aynı çizgiler yok. İtalyan firmaları anlaşmışcasına farklı şeyler üretiyorlar. Bu da piyasa rekabetinde onlara artı avantajlar sunuyor. Oysa Modoko’ya, İnegöl’e, Kayseri’ye gidiniz, aynı ürünler pek çok tezgahta ufak dokunuşlarla farklılığa dönüşmüş olarak size sunuluyor. İtalyan standında altmış bin euroya sunulan ürünün benzeri  bizde dört - beş bin euroya satılırsa ne üretici kazanır ne de ürün hak ettiği yeri bulur. Türkiye, mobilya sektöründe önemli yarırımlara sahip işletmeleri olan büyük bir istihdam alanı. Ancak gerek iç piyasada haksız rekabet,  maliyet analizi yapmadan fiyat belirleme politikaları, gerekse de uluslararası pazarın kurallarına uymama nedeniyle hakkettiği yeri alamıyor. 

ULUSLARARASI ZİYARETÇİLER

I-SALONI son yıllarda dünya genelinde var olan küresel krizin etkilerini pek yaşamamış gibi. Bu yıl özellikle de Rusya ve Rusça konuşulan ülkelerden yoğun bir ilgi olduğunu salonlarda yürürken de görebiliyorsunuz.

Türkiye’den ise katılımcıların belki on katı, hem de ülkenin her tarafından ziyaretçi vardı.  Zayıf olan ise Arap ülkeleriydi, özellikle vizelerden dolayı fazla Arap ziyaretçi yoktu. Fuarda İtalyan gençleri, öğrenciler hemen her gün aktiviteleri izlediler. Ürünler üzerinde grup olarak yorum yapıyor bu fuardan azami ölçüde faydalanıyorlar.

FUAR, İTALYAN EKONOMİSİ VE MİLANO

Bu fuardan bahsederken fuarın İtalyan ekonomisine ve Milano kentine sağladığı olağanüstü faydaları da unutmamak gerekir. Otellerden restaurantlara, pizza spagetti dükkanlarından eğlence mekanlarına kadar hemen herkes bu fuarın ziyaretçilerinden faydalanıyor hele de Milano gibi dünyanın en önemli, moda merkezine gelen insanların alışveriş yapmaması imkansız gibi bir şey. Bu nedenle de bir pizzayı 70 TL’ye yiyiyor, bir makarnaya 50 tl ödüyorsunuz. Su bile 4-5 euro, yani 16 TL civarı.  Eh İtalyaya geldim bir pizza spagetti yada carpaçio yemeden gitmem derseniz bunları bileceksiniz. Üstelik  cafe ve restaurantlarda Türkiye’deki gibi jet servis de beklemeyin. Siz servisi bekleyin yarım saatte gelir bu arada yan masadaki pizzalara bakarak servisiniz gelene kadar yalanırsınız.  Siesta saatinde ise çoğu dükkan kapalı. Buna rağmen kaliteli restaurantlarda kuyruklar görürsünüz. Milano’da her yer çanta ve ayakkabı mağazaları ile dolu. Sanki kadınlar için hazırlanmış bir dünya ve erkekler için bubi tuzakları ile dolu. Boşuna dememişler Milano’ya boş çanta ile gidiniz dönüşte nasılsa doldurursunuz !... Bunlar da Milano tüyoları.

 

 

yazar

E-bülten için e-posta bırak