Bergamo Fuarı
İ- saloni Milano Mobilya Fuarı’nda bu yıl yine trendler konuştu.
Bu yıl12-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Milano da gerçekleşen ve kendi alanında en etkili fuar sayılan I-Saloni Del Mobili fuarı yine yıla damgasını vurdu diyebiliriz. Mobilya segmentinde beş ana grupta kendi içinde de pek çok tasarım boyutuyla değerlendirilebilecek Saloni 2016 fuarı dünyanın ilgisi olan hemen her kesin gelmek istediği bir fuardı . Öyle ki bu fuarda uçak biletleri aylar öncesinden alınır oteller rezerve edilir hatta ödemesi yapılır son anda sürprizler sonucu uçak yada orelsiz kalmamak için. Bu tesadüf değil gerçekten de son anda sokakta yada çok uzak bir İtalyan kentinden 2 saatlik bir tren yolculuğuyla Milanoya gelmek zorunda kalabilirsiniz. Ben 3 gün Bergamo’da 3 gün de Milanoda kaldım. Bergamoda İdea Mobilya yan sanayisine dönük ilk kez gerçekleşen bir fuarı ziyaret ettim Fuar organizatörü Romano Ugolini’nin nazik davetiyle burada IDEA fuarını ziyaret etme imkanı buldum. Romano deneyimli bir fuarcı ve girişimci. Fuarcılık tecrübesi yıllara dayanıyor Almanyada başlayıp İtalya Türkiye, Çin: Rusya gibi pekçokülkede gerçekleşen ve döneminde oldukça ilgi gören ZOOW fuarlarında her aşamasında görev alan biri. Zow fuarları el değiştirince Romano da Milanoya yakınlığı nedeniyle Bergamo’da Mobilya işleme makineleri ve aksesuarları fuarı düzenleme projesi gerçekleştirmiş. Milano fuarıyla aynı tarihte ve milanoya hemen saat başı bergamodan İ-Saloniye konan ucretsiz otobus servisleriyle bu fuarı büyütmeyi hedefliyor. Bu fuar bu yıl iki salonda gerçekleşti katılım çok olmasa da ben özellikle gerçekleşen ve iki gün süren panellerden çok etkilendim. Fuarın zayıflığını bu bilmsel etkinlikler doldurdu diyebilirim. İlk fuar olası nedeniyle zayıf geçti SCM Casadei würth gibi firmalar, titus, koch branson, vpa Krono sistem gibi firmalar yer aldı. 4 gün süren bir fuar . bu yıl için beklentilerini yakalayamasa da Basın toplantısında Organizatör Romano İgolini fuarın iki yılda bir yapılacağını belirtti. Bergamo şirin bir İtalya kenti hemen yakınında Como gölü bulunuyor. Dogal dokusu bozulmamış İtalyan kentlerinden. Rönesansın etkilerini buradada görmek mümkün. Daha önemli de Bergamo kenti ünlü İtalyan kahramanı Giuseppe Garibaldi ‘nin ülkesi. Garibaldi 18. Yüzyılda avrupada gerçekleşen ulus devletler sürecinde dağınık hakdeki İtalyan krallıklarını İtalyan birliği altunda birleştiren bir şahsiyettir. Bu nedenle Bergamo’nun İtalyan yakın tarihinde ayrı bir yeri bulunmaktadır. Fransız Devriminden esinlenerek giriştiği bağımsızlık ve birlik savaşındaki öncülüğüne, “Binler” namıyla maruf seferberlik ordusunu oluşturan‘kırmızı’ gömlekli gönüllü asker ve devrimcileri de katı. “Kızıl Gömlekliler” ordusunun komutanı Garibaldi, İstanbul dahil dünyanın dört bir yanında ülkesiyle dayanışma amacıyla “Amele Cemiyetleri” örgütlemiş toplumsal bir yurtsever. İşte bu gerekçelerle, bölgesel Nice dilindeki adıyla Jôusé, başta İtalyan komünist ve işçi hareketinin liderleri Antonio Gramsci (1891-1937) ve Palmiro Togliatti (1893-1964) olmak üzere tüm İtalyan solu tarafından da İtalyan sosyal mücadele tarihinin kurucusu, simgesi kabul ediliyor. 1860’da başlattığı destansı “Binler Seferi” ile “Sicilya”’yı kurtarıp, Kuzey ve Güney’i birleştiriyor. İtalya’nın birliği anlamına gelen “İki Sicilya Krallığı”nın başına Victor Emmanuel’i oturtuyor. İşte Bergamo Bu nedenle önemli bir kent Güzel operaları Tiyatro salonları, geniş caddeleriyle bir İtalya klasiği diyebiliriz.
Idea Fuarı ufak bir fuar olduğu için bu fuarda aklımızda kalan en önemli tema SCM basın toplantısında sunulan presentasyon du. İtalya’nın en büyük ahşap makine imalatçılarından SCM bu yıl italya’dan başlamak üzere Avrupa birliğinden aldıkları desteklede başta carrefourlarda olmak üzere yapı marketlerde ‘MİNİ FABRİKA’ temalı geliştirdikleri çok fonksiyonlu makine ile tuketicilere özel üretim konsepti sunuyor. Projeni getir bir saatte kesip bantlayıp delikleri menteşesiyle paketlenmiş olarak ürününü teslim al modülü bir uygulama. Benim pek hoşuma gitti ama küçük üretici ve marangozun da sonu demek bu .
Sonra merakla bu yıl neler var diye düşündüğümüz Milanoya geçtik. Milano bergamo arası trenle rahat bir yolculuk Biz önceden ayırttığımız republikada Milano merkeze üç istasyon uzaklıktaki otelimize yerleştik ve aynı gün öğlene doğru Milano İ-saloni deydik. Türkiyeden gelen dostlarımızla Mepa mobilya’nın genç yöneticisi Ozan Miktad ile fuara giriş yaptık. Bu yıl tek değildim. Eşim Anya ile birlikte salonları paylaştık. Tasarıma olan düşkünlüğü nedeniyle modern mobilyalar ve dekorasyon
, mutfak onun secimi ben ise avantgard . klasikler ve karışık bölümler ile 8 -14 ve 18. Hollerde bulunan Türk firmalarını ziyaret ettim. Türkler oldukça iyi hazırlanmış ve en yeni ürünlerini buraya getirmişler Çilek, Mobi mobilya Casa, Beko, Arçelik gibi Türk markaları ilgi gören firmalarımızdı. Tabi tasarım renkler trentler… Fuara hangi gözle baktığınız çok önemli tecrit edilmiş sıardan yalnızlığa itilmiş alalede renkleri bir objede ustaca giydirdiğinizde ona iki dokunuşla neler katıldığını burada görebilirsiniz. Farklı materyellerden bir kombinasyonla neler yapılabiliyor. Yokolmaya yüztutmuş bir ağaç kütüğünü temizleyerek boşluklarını şeffaf veya renkli malzemelerle doldurup hayata sunmak. Ahşaba ve onun türevi malzemelere yeniden dönüş, terşey tasarım ve tasarım gerçek yurdunda Rönesansın ülkesinde hak ettiği yerde şimdi. İtalyanlar ona önem veriyor. Biz leonardo’ların, Mikelengelo’ların çocuklarıyız diye bir kez daha buradan çıkış yapıyorlar ve evrensel dünyaya da emek harcayın tasarleyın emek katın daha iyi starsınız diyorlar. Kopyalamalara d apek aldırış ettiklşeri yok çunkü arka planda yeni tasarımları gerçekleştirecek güçlü bir nesil hazırlamışlar. Sokaktakı insanların günlük yaşamına yansımış bu felsefe, ayakkabısından ceketine taktığı bir aksesuara kadar farklılık oluşturmak isteği sezilebiliyor. Firmalarda aynı şeyler ve çizgiler yok İtalyan firmaları anlaşmışcasına farklı şeyler üretiyorlar. Bu da piyasa rekabetinde onlara artı avantajlar sunuyor. Oysa Modoko İnegöl kayseriye gidiniz aynı ürünler pek çok tezgahta ufak dokunuşlarla farklılıga dönüşmüş olarak size sunuluyor. İtalyan standında altmış bin euroya sunulan ürü nbenzeşiyle bizde dört- beş bin euroya satılırsa ne üretici kazanır ne de ürün hak ettiği yeri bulur. Türkiye mobilya sektöründe önemli yartırımlara sahip işletmelere sahip büyük bir istihdam alanı ancak gerek iç piyasada haksız rekabet maliyet analizi yapmadan fiyat belirleme politikaları gereksede uluslar arası pazarın kuralarına uymama nedeniyle hakkettiği yeri alamıyor.
İ-saloni son yıllarda dünya genelinde var olan küresel krizin etkilerini pek yaşamamış gibi. Gelen ziyaretçi profilini buradan vermek şu an için erke, fuar organizatörleri de bu aknketi 3 ayda ancak bizlere ulaştırabiliyor, fakat bu yıl özellikle de Rusya ve Rusça konuşulan ülkelerden yoğun bir ilgi vardı bunu salonlarda yürürken de görebiliyorsunuz. Türkiye’den ise katılımcıların belki on katı ülkenin her tarafından ziyaretçi vardı. Zayıf olan ise Arap ülkeleriydi özellikle vizelerden dolayı fazla Arap ziyaretçi yoktu. Fuarda İtalyan gençleri öğrenciler hemen her gün aktiviteleri izlediler ürünler üzerinde grup olarak yorum yapıyor bu fuardan azami ölçüde faydalanıyorlar. Bu fuardan bahsederkenfuarın İtalyan ekonomisine ve Milano kentine sağladığı olağanüstü faydaları da unutmamak gerekir Hotellerinden restaurantlara pizza spagetti shoplardan eğlence mekanlarına kadar hemen herkes bu fuarın ziyaretçilerinden faydalanıyor hele de Milano gibi dünyanın en önemli, moda merkezine gelen insanların alışveriş yapmaması imkansız gibi bir şey. Bu nedenle de Tl ile bir pizzayı 70 TL’ye yiyiyor bir makarnaya 15 euro 50 tl ödüyorsunuz. Su ise 4-5 euro 16 TL cıvarı. Eh İtalyaya geldim bir pizza spagetti yada Carpaçio yemeden gitmem derseniz bunları bileceksiniz. Üstelik cafe ve restaurantlarda Türkiye’deki gibi jet servis de beklemeyin. Siz servisi bekleyin yarım saatte gelir bu arada yan masadaki pizzalara bakarak servisiniz gelene kadar yalanırsınız. Siesta saatinde ise çoğu dükkan kapalı. Buna rağmen kaliteli restaurantlarda kuyruklar görürsünüz. Milano her yer Çanta ve ayakkabı mağazaları sanki kadınlar için hazırlanmış bir dünya ve erkekler için bubi tuzakları. Boşuna dememişler Milano’ya boş çanta ile gidiniz dönüşte nasılsa doldurursunuz!... Bunlar da Milano tüyoları.